Home » Beylikdüzü Escort » Ofiste Müdür Olmak İçin Seks Yaptım

Ofiste Müdür Olmak İçin Seks Yaptım

merhaba. Ben bir Tecim şirketinde Satış ve Pazarlama bölümünün müdürüyüm. Benim şirketteki görevim, öteki bölümlere gore en rahat olanıydı. Bir tek firmanın yapacağı ticaretteki malları alıp, satıyordum. Şu şekilde zor bir tarafı vardı, firmanın kâr etmesi de, zarar etmesi de bana bağlıydı. O yüzden satılacak malları oldukca iyi seçmem gerekiyordu. Şirket büyüdükçe artık başka bölümlerden desteğe gelen

elemanlar kendi bölümlerine gönderildi ve ikimiz de bu işi bilen ve bu iş için okumuş kişileri almayı planladık. Bu mevzu için patronum Gökhan bey beni odasına çağırdı ve “Engin, şirket senin sayende oldukca fazla ilerledi. Hem adımızı duyurduk hemde

geçen yıl en yüksek gelir meydana getiren firmalar arasına girdik. O yüzden artık senin kısmına birilerini alacağım bu işi bilen. Bu alacağım kişilerle sen çalışacağın için, ilk olarak girecekleri de sen belirleyeceksin ve belirlediğin kişileri sonrasında bir

mülakata daha çağıracağız. Ben de görüştükten sonrasında pozitif karar verirsem işe alırız.” dedi. Ben de, “Tamam Gökhan bey!” diyerek odasından çıktım. Firmanın resmi sitesine, şirketimize Satış ve Pazarlama kısmına personel alınacağı ve aranan kriterler ile ilgili güzel bir yazı yazdım. Ben aklımda aslına bakarsan planımı yapmıştım, genç kişileri aBeylikdüzük, kuvvetli bir ekiple uzun süre çalışacaktım. Yazman,

başvuranları bana bağlıyor ve ben de onBeylikdüzü mülakat için gün veriyordum. Mart ayının başlarındaydık, ilk iş görüşme günü gelmişti. Toplam 12 şahıs gelecekti o gün iş başvurusuna. Odamın önündeki koltuklarda oturmuşlardı ve sırayla hepsini aldım içeriye. 12 şahıs arasından Özgür ve Sinem adlı iki kişiyi gözüme kestirmiştim. Özgür bey 23 yaşındaydı, Üniversiteden geçen yıl oldukca iyi bir aşama ile mezun olmuştu ve ek olarak İngilizce ve Fransızca biliyordu. Bunun yanında da işimize yarayacak bilgisayar programlarını da ustalaşmış derecede iyi kullanıyordu.Sinem hanım da 25 yaşındaydı, o da Özgür beyin {mezun olduğu}

Üniversiteden yalnız 3 yıl ilkin mezun olmuştu. Sinem hanım da iyi bir dereceyle bitirmişti Üniversiteyi. Bizlerden ilkin 1 şirkette çalışmış, fakat anlaşmazlıklardan dolayı ayrılmıştı. İngilizce, Fransızca ve Almanca biliyordu. O gün görüşme bitmişti, fakat ben de bitmiştim. İşlerin en yoğun olduğu günler bile bu kadar yorulmuyordum. Aradan 1 hafta geçtikten sonrasında Özgür bey ve Sinem hanımı arayarak ilk mülakattan başarıyla geçtiklerini söyledim ve bu hafta içinde şirkete gelmiş olarak patronumuz Gökhan beyle son mülakata gireceklerini söyledim. İkisi de tesadüftür ki, aynı gün yalnız 1’er saat aralıklarla gelmişlerdi. İkisi de patronla yarım saatlik bir mülakata girmişlerdi. Ve şirketten ayrıldıklarında, “İkisi

de oldukca iyi, alalım işe!” dedi Gökhan bey. Ben de haftasonu onları arayarak müjdeli haberi verdim. İşe başladıktan sonrasında aramız oldukca iyi olmuştu ikisiylede. Müdür olduğum için onBeylikdüzü karşı sert davranmıyor, aksine arkadaşları şeklinde davranıyordum, aslına bakarsan ikisiyle de aramda oldukca yaş farkı yoktu. Yalnız Sinem hanımda işe başladıktan sonrasında bir tuhaflık sezmiştim. Son günlerde bana oldukca ilgili davranıyor, devamlı minik sebeplerden dolayı odama girip çıkıyordu. İlgiliydi benimle ve benim içinmidir bilmiyorum fakat, oldukca tahrik edici, açık giysiler giyiyordu. Üstelik 2 senelik evliydi, buna karşın bu kadar açık giyinmesini

anlayamamıştım. Son olarak Üniversite yıllarında birkaç kaçamağım olduğundan, seksle son 2-3 senedir aram yoktu. Sinem’i ben de kafaya koymuştum, ne olursa olsun sikecektim artık. Haziran ayına girmiştik, Çin’de bir şirket ile görüşüyorduk. Satacağımız maldan oldukca iyi bir para alacaktık, o yüzden adamların neredeyse bir söylediğini iki etmiyorduk. Bizlerden alacakları mal ile ilgili geniş bir rapor istemişlerdi, hemde 1 hafta içinde. Bu raporu tek başıma hazırlamam zordu, Özgür bey de 1 haftalık izine ayrıldığından, Sinem hanımla birlikte uğraşıyorduk, fakat bitmeyecek gibiydi. Sinem’e, “Bugün işin yoksa 1 saat mesaiye kalalım, yoksa

bitmeyecek bu rapor!” dediğimde, “Evet bitmeyecek şeklinde, tamam kalabilirim!” dedi ve telefonunu alıp kocasına haber verdi. Ben raporu o gün bitirmiştim, oldukca azca ek bilgiler kalmıştı, fakat yazdığım raporu ona göstermemiştim, o yüzden daha bitmesine oldukca var sanıyordu. Saat 17:30’da bizim mesaimiz bitmişti. Bölümün kapısını kapatıp kilitledim. Sinem bana sorgularca bakarken, “Rahatsız etmemeleri için!” dediğimde gülümsedi. İşe başladıktan sonrasında Sinem gene bana ilgili davranmaya başlamıştı. Otuz dakika kadar sonrasında dolabı göstererek, “Sinem şu dolabın en alt rafından Satış Planlama dosyasını verir misin?” dedim. “Doğal ki!”

diyerek dolabın kapısını açtı. Altında diz üstünde siyah dar bir etek, üstünde de eteğin içine sokulmuş dar bir yeşil gömlek vardı. Göğüsleri tamamen meydandaydı. Sinem oldukca güzel bir kızdı aslına bakarsak, kocası oldukca talihli adam diye düşünüyordum hep. Boyu 1.80’e yakın, yeşil gözleri, beyaz teni ve siyah saçlarıyla tam bir afetti. Vücudu da oldukca iyiydi. Kalçaları dolgundu ve giysiden kendini belli ediyordu. Göğüsleri de büyük ve dikti, giydirilmiş olduğu giysiler de göğüslerini ön plana çıkartıyordu. Sinem domaBeylikdüzük dolabın içine bakmaya başladı, normalde en önde olmasına karşın dosyayı arıyormuş şeklinde yapıyordu. Kısacık eteği

domalınca iyice toplandı ve kalçalarının 2-3 santimetre altına kadar geldi. Yerimden kalktım ve Sinem’in arkasından yaklaşıp yarrağımı kalçalarının arasına dayadım ve belinden tuttum. Birkaç saniye bekledikten sonrasında ayağa kalktı ve gülümseyerek yüzüme bakıp dudaklarını yavaşça yaklaştırdı. En sonunda dudaklarımız birbirine değdi ve öpüşmeye başladık. Yavaş yavaş öpüşüyorduk, aslına bakarsan oldukca vaktimiz vardı. Öpüşürken elim de kalçasındaydı ve sıkmaya başlamıştım. Sinemle öpüşmelerimiz hızlanmaya başlamıştı. Ellerimi kalçalarından çektim ve üstündeki yeşil gömleğin düğmelerini yavaş yavaş açmaya başladım. En sonunda

gömleğinin eteğin içinde kalan kısmını da çekip çıkarttım. Artık üstünde yalnız kırmızı südyeniyle kalmıştı. Südyenini arkadan açtım ve bırakmamla birlikte südyeni üstünden kayarak yere düştü. Öpüşmeyi bıraktım ve göğüslerini izlemeye başladım. Büyük ve dik göğüsleri tam bana bakıyordu. Derhal birini ağzıma aldım ve emmeye başladım. Sinemi ayrıca dolaba doğru dayamıştım. Sinem de hafiften inliyor ve bacaklarını okşuyordu. Öteki göğsüne de ben elimi attım ve yoğurmaya başladım. Göğüslerini uzunca süre emdikten sonrasında eteğini indirdim. Altında kırmızı dantelli bir külot vardı. Sanki sikileceğini biliyor gibiydi,

amının üstünü de traş etmişti ve bir tane tüy yoktu. Yerde dizimin üzerine çöktüm ve sağ bacağını omzumun üzerine aldım. Amı iyice açılmıştı ve alttan emmeye başladım. Sinemin amı iyice sulanmıştı, inlemeleri de artıyor, elleriyle göğüslerini sıkarak, gözleri kapalı bir halde hafifçe hafifçe inliyordu. Ben ise pantolonumun üstünden yarrağımı okşamaya başladım ayrıca. Amcığını yalamayı bıraktım ve ayağa kalkarak kravatımı boynumdan çözdüm ve peşinden gömleğimi de hızlıca çıkarttım. Sinem de pantolonumu ve boxerımı indirdikten sonrasında yarrağımı çıkartıp direkt ağzına aldı. Yarrak görmemiş şeklinde yalıyordu. Sikim dakikalar içinde

sırılsıklam olmuştu. İyice büyümeye başladı sikim ağzında, ayrıca taşaklarımı okşuyordu ve iyice zevk almamı sağlıyordu. Sinem’in yarrağımı daha süratli yalaması için saçlarından tutarak sikime bastırıyordum ve o da bu tempoya uyarak iyice hızlanıyordu. 25 yaşlarında evli bir hanımdı, fakat sanki bir orospu şeklinde profesyonelce sevişiyordu. Sinem’i tuttum ve kaldırdım, masama doğru domalttım. İkimiz de çırılçıplaktık, derhal sikimi eline aldım ve amının girişine getirdim. İçine girmeden ilkin, “Aylardır beni azdırıyorsun, şimdi sana yaşamının sikişini yaşatacağım!” diyerek aniden içine kökledim. Sinemden çıkan

“Ahhhhh!” sesi tüm odayı sallamıştı. Ben canının acımasına bakmıyor, devamlı

köklüyordum. Amı ne oldukca dar, ne de sikilmeyecek kadar oldukca genişti, müthiş bir zevk alıyordum. Ayrıca bilincinde olmadan kendimi iyice kasmaya başlamıştım, ne oluyordu vücuduma ben de anlamıyordum. Uzun süredir sevişmemenin sonucu oBeylikdüzük 10 dakika siktikten sonrasında boşalacağımı anladım ve içinden çıkarak kalçalarının üstüne boşaldım. Sinem yavaş yavaş toparlandı ve odamdan çıktı. Bölümümüz büyük olduğundan lavabomuz da vardı bizlere ilişkin. Oraya giderek kalçalarını temizledi ve dağınık saçını toparlayıp, makyajını yapmış oldu ve

yanıma geldi. Ona, “Birazdan gene başlarız, sana doymadım!” dedim. O da, “Başlamış olalım aşkım!” dedi, fakat o arada telefonu çaldı. Çantasından telefonunu alıp baktığında, “Öff yaa, kocam arıyor!” dedi ve telefonu açtı. Bir süre kocasını dinledikten sonrasında, “Tamam aşkım, yok iş uzadı birazcık da, 10 dakika içinde

geliyorum. Öptüüüm!” dedi ve kapattı. Bana bakıp, “Üzgünüm hayatım, gitmeliyim! Fakat söz, tekrar gene yapacağız, hem de daha uzun!” dedi ve hızlıca giyinip yanıma geldi, dudaklarımı öpüp şirketten ayrıldı. Ben de birazcık dinlenip bir sigara içtikten sonrasında, etrafı toparladım ve şirketten ayrıldım. Bu bir başlangıçtı

yalnız, hissediyordum ileride daha güzel günler yaşayacaktık. Arabamla evime doğru giderken bu yaşadığım vakaları düşünüyordum. Fazlaca güzel bir an yaşamıştık, fakat kocasının Sinem’i aramasıyla birlikte bu müthiş an bozulmuştu. Canımı sıkmıştı bu vaka, zevkli anların bozulmasından nefret ederdim. Eve varınca dışardan yiyecek siparişi verdim. Yemeğimi bitirdikten sonrasında, kendime bir bira açtım. Birazcık TV ve Laptop tadı yaptıktan sonrasında, gece saat 23:00 şeklinde yatağıma yattım. Tam uyuyacağım sırada telefonuma Sinem’den bir ileti geldi. “Bugün için özür dilerim. Erkeğimin arayacağından haberim yoktu, fakat istiyorsan

yarın gene mesaiye kalabiliriz? 🙂 ” yazıyordu. Yüzümde istemsiz bir gülümseme oluşmuştu, “Tamam o süre, yarın affettir kendini bana! 🙂 ” yazdım ve

gönderdikten sonrasında telefonu bırakıp uyudum. Sabah şirkete otuz dakika erken gitmiştim. Öteki bölümden dostum Mert geldi yanıma. Mert’le 5 dakika kadar havadan sudan muhabbet ettik. Fakat ben oldukca konuşmuyordum, dün gece yaşadıklarımı Mert’e anlatsam mı diye düşünüyordum. Sonunda anlatmaya karar verdim ve “Mert, hani sana bahsediyordum ya, Sinem bana asılıyor falan diye… Dün Sinem’i siktim!” dedim. Mert’in birden yüzü bembeyaz oldu, kekeleyerek,

“Iyi mi lan?” dedi. Ben de olanları en ince ayrıntısına kadar anlattım. Tam konuşmamız bittiğinde Sinem de geldi. Mert’i görünce birazcık resmileşerek, “Iyi sabahlar demek için girmiştim. Rahatsız etmedim ümit ederim?” dedi. Ben de, “Yok yok, ben de Mert’le söyleşi ediyordum aslına bakarsan, gel otur!” dedim ve Mert’in karşısındaki koltuğu gösterdim. Sinem o gün tam bir afet olmuştu, altında ayak bileklerinin birazcık üstünde biten beyaz bir tayt, üzerine de kalçalarının bir kısmına kapatan Siyah bir uzun elbise giymişti. Ayaklarındaki siyah topuklu ayakkabıları ile kalçaları iyice dik gözüküyordu. Otuz dakika kadar söyleşi ettik, sonrasında

Mert izin isteyerek kalktı ve kendi kısmına gitti. Sinem’e, “Kızım taş şeklinde olmuşsun!” dediğimde, gülümseyerek, “Teşekkür ederim! Bu gün de mesaiye kalacağız ya, onun için!” dedi. “Kızım kocan 2 gün üst üste mesaiye kalmandan şüphelenmesin?” dediğimde, “Yok ya, dün gece onu öyleki bir mutlu ettim ki, şüphelenmez! Rahat ol!” dedi. Öğlene kadar Çin’e göndereceğim raporun son eklerini hallettikten sonrasında, Sinem’e, “Sana bir şey söyleyeceğim… Dün normalde raporu bitirmiştim. Seninle yalnız kalabilmek için öyleki bir yalan uydurdum!” dediğimde, Sinem bir kahkaha patlattı ve “Manyaksın sen!” deyip tekrar güldü.

Saat’e baktığımda 12:00 olmuştu. “Hadi yemeğe gidelim.” dedim ve ceketimi aBeylikdüzük çıktık. Firmanın yemekhanesi yerine dışarıda yiyecek yiyecektik. Benim arabama bindik ve onu lüks bir restoranta götürdüm. Yemekle birlikte birer kadeh şarap içip şirkete geri döndük. Saat 15:00 şeklinde Gökhan bey geldi odama ve “Sinem’i çağır derhal!” dedi. Gidip, raporları inceleyen Sinem’i çağırdım. Gökhan beyi dinliyorduk. Bana bir şey demeden (Sinem’i çağır!) demesi bir an dün gece olanları gördüğünü yada duyduğunu düşündürdü, fakat dün gece kapı kilitliydi, Mert te beni satıp anlatmazdı patrona, o yüzden başka bir şey söyleyecektir

diye teselli ediyordum kendimi. Gökhan bey, “Engin, sen daha tecrübeli olduğun için ve alacağımız işin de büyük olmasından dolayı, seni Çin’e göndereceğim haftaya. Yanına Sinem hanımı alabilirsin, o da orada deneyim kazanır. Sen yokken yerine Mert bakacak!” dedi. Peşinden benim yanıma yaklaşarak, “Size güveniyorum!” dedi ve odamdan çıktı. Çin’e satacağımız maldan ilkin birazcık numune yollayacaktık, o numuneyi denetim etmem için aşağıdan haber geldi. Sinem’i de yanıma aBeylikdüzük depoya indim. Depoda numuneleri tek tek denetim etmeye başladık. Ayrıca işçiler de Sinem’i baştan sona süzüyordu. Numuneleri

denetim ettikten sonrasında, “Tamamdır, gönderebilirsiniz!” dedim ve Sinem’le birlikte yukarıya çıkmak için depodan ayrıldık. Asansöre bindiğimizde, “Adamlar seni iyi mi süzüyordu, gördün mü?” dedim ve güldüm. Sinem de, “Fark ettim, fark ettim!” dedi ve gülümsedi. Bölümümüze geldiğimizde saat 17:00 olmuştu. Otuz dakika kadar boş boş oturduk. Mesai bitiminden 10 dakika kadar sonrasında Sinem yanıma geldi ve gülümseyerek, “Mesaiye başlıyor muyuz?” dedi. “Hayır, gel benimle!” dedim ve beraberce şirketten çıktık. Sinem’e, Arabana bin ve beni takip et dedim ve başka bir şey söylemeden arabama bindim Yola çıktıktan sonrasında

Sinem de birazcık mesafe bırakıp beni takip ediyordu. Evime götürmek istemiyordum, apartmanda oturduğumdan dolayı söz olabilirdi. O yüzden Otel’e sürdüm arabayı. Otomobilleri park ettikten sonrasında Sinem’e, “Birazcık bekle, sonrasında resepsiyona beni sor!” dedim. Resepsiyondan bir oda istedim. Odayı aldıktan sonrasında, “5 dakika sonrasında dostum gelecek, onu da odama gönderir misiniz?” dedim ve asansöre binip odama çıktım. Sinem ulaşmadan önce oda servisini arayarak bir şişe şarapla iki kadeh istedim. Fazlaca geçmeden odamın kapısı çalındı, oda servisi gelmişti. Şarabı ve kadehleri aldım ve teşekkür ederek kapıyı

kapattım. Azca sonrasında da Sinem geldi. Sinem içeri girince, “Sen çılgınsın!” dedi ve güldü. Derhal koltuğa oturttum ve ben de yanına oturup birer kadeh şarap koyup içmeye başladık. Şaraplarımız bitince Sinem’in dudaklarına yapıştım. Öpüşürken bir taraftan bir elim göğsünü okşuyordu. Öpüşmemize yatakta devam etmek için onu kucakladım ve yatağa attıktan sonrasında dudaklarına tekrardan yapıştım. Kısa bir öpüşme faslından sonrasında boynunu öpmeye hatta yalamaya başladım. Elim de taytının üstünden bacaklarını okşuyordu. Öpüşmeyi bırakıp üstündeki siyah elbiseyi çıkarttım. Sinem de topuklu ayakkabılarını çıkartmıştı. Altında südyen

yoktu, derhal göğüslerine yapıştım. O da beni iyice göğüslerine bastırıyordu. Göğüs uçları ağzımın içinde hızla büyümeye başladı, yavaşça, “Ihh, ıhhh!” diye inliyordu Sinem. Göğüslerinin yalanmasından oldukca hoşlanıyordu, yada ben öyleki sanıyordum. Elimi kalçalarının yan bölümlerine atarak okşuyordum. Sırt üstü yattığından kalçalarını tam oBeylikdüzük sıkamıyordum. Sikimi amına yaslamaya başladım. Altında tayt olduğundan dolayı am deliğini hissedebiliyordum. Pantolonumun kemerini ve fermuarını çözdüm, göğüslerini bıraktım ve ayağa kalkıp pantolonumu çıkarttıktan sonrasında boxerımı ona bıraktım. Boxerımı çıkarttı ve

yarrağımı emmeye başladı. Bir eliyle yarrağımı okşuyor, öteki eliyle de taytının içine elini atmış, amıyla oynuyordu. O gün daha bir istekli yalıyordu yarrağımı, her halde yaptığım sürprizden ve loş ortamdan etkilenmişti. Doğal ki şarabın da tesiri bulunduğunu düşünüyordum. Sikimi bırakmasını söyledim ve son birkaç kez daha yalayıp bıraktı. Ayağa kaldırdım ve dudaklarına minik bir öpücük kondurduktan sonrasında arkasını döndürdüm. Kalçaları beyaz taytından mükemmel gözüküyordu. Taytını çıkarttığımda içinde külot olmadığını da fark edince iyice azdım. Derhal taytını çıkarttım ve kenara attıktan sonrasında yatağa domalttım. Sinem’in am deliğini yalamadan

direkt sikimi içine soktum. Aniden kökleyince Sinem feryat attı. Sinem’i süratli süratli sikerken kalçalarını da sıkıyordum ve ara sıra tokatlar atıyordum. Süt beyazı kalçaları kızarmaya başlamıştı. Sinem de sert seksi seviyordu galiba, o yüzden bana asla kızmıyor yada itiraz etmiyordu. Sinem’e, “Seni bu sefer öyleki bir sikeceğim ki, eve gidince halin kalmayacak!” diyordum. O da, “Sik beni, o salak erkeğimin muntazam sikemediği amı sen sik!” diyordu. Bu söz birazcık kafama takılsa da, o anki zevkten oldukca üstünde durmadım, büyük olasılık almış olduğu zevkten dolayı öyleki diyordu. Sinem kendini kasmaya başlamış ve inlemeleri de çoğalmıştı. Yarrağıma

da sular geliyordu, Sinem orgazm olmuştu, fakat halen aynı azgınlıkla devam ediyordu kendini siktirmeye. Birazcık yorulmuştum ve içinden çıktım. Yatağa sırt üstü yattım ve sikimi yalamasını istedim. Sinem hırsla sikimi ağzına aBeylikdüzük yalamaya başladı. Ben de onu izlemeye başladım doğal ki. Bir sigara yaktım ve içmeye başladım. Sinem arada bir yarrağımı bırakıp, sigaramı ağzımdan alıyor ve bir kez çekip geri bana veriyor ve işine geri dönüyordu. Sigaram bitmişti. Sinem’i kucağıma aldım ve yarrağımı amına soktum. Sinem, yüzü bana dönük bir halde, ata biner şeklinde kucağımdaydı. Derhal zıplamaya başladı, yarrağımı köküne kadar

ve asla durmadan alıyordu. Ben de arada belinden tutarak onun zıplamasına destek oluyordum. Sinem kendini oldukca kaptırmıştı, ara sıra yarrağım amından çıkıyordu, fakat derhal elini atıp yerine yerleştirip zıplamaya devam ediyordu. Sinem kendini geriye attı, ben de klitorisini okşuyordum, iyice zevke getiriyordum onu. Ve tekrardan orgazm oldu. Ben 25 dakikadır sikmeme karşın yeni boşalıyordum. Sinem’in derhal amından çıktım ve birazcık kendi göbeğime birazcık da çıkmadan ilkin onun göbeğine geldi döllerim. Derhal üstümden kaldırdım ve banyoda göbeğime bulaşan dölleri temizledim. Geri geldiğimde Sinem yatağa

yatmış sigara içiyordu. Yanına oturdum ve ilk başta unuttuğum işi hayata geçirmeye başladım. Sinem’in bacaklarını ikiye ayırdım ve am deliğini yalamaya başladım. Sinem sigarasını içerken beni izliyor, ara sıra da başımı okşayarak sanki ödüllendiriyordu. Sinem’in am deliğini 5 dakika kadar yaladıktan sonrasında belinden çekerek yatağa tam oBeylikdüzük sırt üstü yatırdım ve bacaklarını iyice yukarıya kaldırarak göt deliğini meydana çıkarttım. Göt deliğini yalamaya başladım ve elimle de klitorisini okşuyordum. Sinem’in iniltileri gene artmaya başladı. Sinem’in göt deliğine parmağımı sokmaya başladım. Yavaş yavaş hazırlıyordum onu, 5

dakika kadar parmakladıktan sonrasında göt deliği iyice açıldı. Sikimi göt deliğine yerleştirip bastırmamla birlikte yarısına kadar girdim. Sinem de girmemle birlikte feryat attı ve sonrasında, “Evet, evet daha sert!” demeye başladı. Hem acı çekip, hem de bu kadar istekli olması daha da zevke getirdi beni. Ayrıca bağırmaması için dudaklarına yapıştım. Dudaklarımızı parçalarcasına öpüşüyorduk birbirimizle. Köküne kadar girmiştim Sinem’in götüne ve süratli süratli sikiyordum. Şaşırtıcı ve hayret verici zevk alıyordum o güzelim götünü sikmekten. 20 dakika kadar aynı pozisyonda sikiştik Sinem’le. Hem dudaklarını hem de göğüslerini öpe öpe morartmıştım. Artık

boşalacaktım ve son bir köklememle birlikte döllerimi götüne boşalttım. Havadaki bacaklarını bırakıp, götünden çıkmamla birlikte, Sinem yatakta yayıldı kaldı. Ben de yanına attım kendimi ve birazcık dinlendik. Sinem kalktı ve banyoya girdi. Birkaç dakika sonrasında ben de kalktım, banyoya girdim. Sinem duş alıyordu, derhal girdim duşa ve kalçalarını, sırtını köpükledim. Kalçaları kıpkırmızı olmuştu. Sinem yıkanıp çıktıktan sonrasında ben de bir duş aldım. Banyodan çıktığımda Sinem giyinmişti. Ben de hızlıca giyindim, beraberce çıktık odadan. Doğal ki Sinem benden ilkin çıktı otelden. Ben de resepsiyona odanın anahtarını teslim edip öyleki

çıktım. Otoparkta konuşmadık asla, derhal arabaBeylikdüzü bindik ve evlerimize gittik. Saat 19:00 şeklinde evdeydim, içeriye girdiğimde üzerimde tatlı bir bitkinlik vardı. Derhal televizyonun karşısına oturdum ve bir süre dinlendim. Karnım açtı, fakat yiyecek yapmaya halim yoktu, dışarıdan sipariş vereyim diye düşünürken patronum Gökhan bey aradı, “Engin, bu akşam saat 8’de Sinem hanım, sen ve ben yiyecek yiyeceğiz. Hem de şu Çin’e gitme meselesini konuşacağız. Sinem hanımı aradım, sana da haber veriyorum. Ne olursa olsun orada ol!” dedi ve telefonu kapattı. Sevinmiştim bu habere, saat 19:45 şeklinde evden çıktım. Devamlı

gittiğimiz bir lüks balık restorantı vardı. Oradan yer ayırtmıştı bizlere. 10 dakika içinde restorantın önüne gelmiştim, arabamı Vale’ye verdim ve eline de birazcık para sıkıştırıp içeriye girdim. Patronum Gökhan bey denize bakan bir masada oturmuştu. Yanına gittim ve merhaba vererek karşısındaki sandalyeye oturdum. Havadan sudan muhabbet ederken Sinem de geldi restoranta. Sinem hususi oBeylikdüzük hazırlanmıştı, üstünde açık kahverengi bolca bir elbise, altında da diz kapağının hizasında beyaz bir etek vardı. İkimizle de tokalaşıp, benim yanımdaki sandalyeye oturdu. Gökhan bey garsonlardan birini çağırdı ve hepimizin sırayla

siparişlerini aldıktan sonrasında, kırmızı şarap açmalarını söylemiş oldu. Balıklarımızı beklerken muhabbeti bırakıp yavaş yavaş iş konuşmaya başladık. Gökhan bey ilkin bana, “Engin sana sormuyorum aslına bakarsan, şirketimizin tüm satışlarında sen bulundun. Hususi bir işin de yoktur büyük olasılık, o yüzden seni kati Çin’e gideceklerin arasına yazıyorum!” dedi ve ben de kafamla onayladım. Gökhan bey, Sinem’e döndü ve “Sinem, sen evlisin, o yüzden gelmek istemeyebilirsin. İstemiyorsan Özgür’e söyleyebilirim, fakat o izindeyken raporla sen ve Engin uğraştığından daha oldukca biliyorsun işi. Senin gitmeni isterim, fakat gidemem

diyorsan da Özgür’ü yazarım Engin’in yanına!” dedi. Sinem, “Yok yok Gökhan bey, benim eski çalıştığım şirkette de aslına bakarsan oluyordu bu şekilde geziler, oradan alışkınım. Engin beyle gidebilirim!” dedi. Gökhan bey işleri halletmenin memnuniyetiyle gülümseyerek, “O süre tamam, Pazartesi günü işe gelmeyin. Pazartesi akşamı saat 20:00’de uçağınız kalkacak. Cuma akşamı aynı saatlerde de Türkiye’ye döneceksiniz!” dedi. İşle ilgili birkaç informasyon daha verdikten sonrasında artık işi bırakıp, tekrardan düzgüsel muhabbetimize dönmüştü. Saat 21:30’a kadar oturduk Yemeklerimizi bitirdikten sonrasında birer kadeh şarap daha içip kalktık. Sinem

tam restoranttan çıkarken, “Aaa, ben telefonumu unuttum. Siz gidin ben geliyorum!” dedi. Bu tabi ki bana bir mesajdı. Gökhan bey, “Tamam, görüşürüz o süre!” dedi ve otomobiline binip gitti. Ben restoran çıkışında Sinem’i bekliyordum. Ayrıca bir sigara yaktım ve içmeye başladım. Sinem yanıma geldi ve “Eee, haftasonu bir planımız var mı?” dedi. Ben de, “Yok, sen nereyi istiyorsun?” dedim ve gülümsedim. Sinem, “Açık hava olsun bu sefer!” söylediğinde, “Seni Pazar günü pikniğe götüreyim istersen?” dedim. Sinem gülümseyip, “Olur, görüşürüz!” dedi ve otomobiline doğru gitmeye başladı. Ben de arabama bindim ve hızlıca evime

döndüm. Yorgunluğun ve içkinin tesiri yüzünden yatağıma kendimi atar atmaz pijamalarımı giymeden sızıp kalmışım. Cumartesi gününü de evde geçirdim ve Pazar günü saat 09:00 şeklinde kalktım. Kahvaltımı yaptıktan sonrasında Sinem’i aradım ve “Saat 13:00 şeklinde sizin sokağın bir altındaki sokakta bekliyor olacağım!” dedim. “Tamam!” dedi. Liseli aşıklar şeklinde gizli saklı gizli saklı buluşuyorduk, hakikaten oldukca güzel oluyordu. Buluşmadan bir saat ilkin hazırlandım. Altıma diz kapaklarımın birazcık altında biten şort ve üzerime tişört geçirip çıktım. Mangalı alıp arabanın bagajına koyduktan sonrasında sırayla alışverişimi yaptım ve saat 13:00’e

yaklaşırken Sinem’lerin bir alt sokağına gelip arabayı park ettim. Bir sigara yaktım ve sigaramı içtikten sonrasında Sinem’i arayarak, “Ben geldim!” dedim. Sinem de, “Tamam Hülyacım, geliyorum derhal!” deyip telefonu kapattı. 10 dakika sonrasında altında gri bir eşofman, üstünde de kahverengi bir tişörtle Sinem’i gördüm. Mütevazi giyimi bile onu taş şeklinde göstermişti, eşofmanının altından kalçaları mükemmel gözüküyordu, yürüdükçe sağa sola sallanması insanı tahrik ediyordu. Derhal bildiğim bir ormanlık piknik alanına sürdüm arabayı. Pazar olduğundan çevre kalabalıktı. Biz rahat hareket etmek için, ormanın en arka bölümlerine gittik. Boş

bulduğumuz masaya yavaş yavaş eşyaları koymaya başladık. Ben mangalı yaktım ve kıvamına ulaşınca etleri atmaya başladım. 8 şişe bira almıştım yanıma. Yemeği hazırladıktan sonrasında servis ettim ve biralarımızla birlikte güzel bir yiyecek yedik. Yemeğimiz bitince ben kalktım ve arabanın bagajını açtım. Sinem bana bakıyordu. İp çıkarttım ve ağaca salıncak kurdum. Bir de minder koyup, Sinem’i salıncağa bindirdim. Çocuk şeklinde eğleniyordu salıncağın üstünde. Onu sallarken belinden yavaş yavaş kalçalarına kadar gelmiştim. Saat 17:00 olmuştu, eşyaları tekrardan otomobile yerleştirdik. Sinem otomobile binerken benim beklediğimi

görünce, “Binmiyor musun?” dedi. Ben de, “Yanıma gelsene!” dedim. Sinem arabanın kapısını kapattı ve ben de arabayı kilitledim. Sinem’in elinden tutarak, çalıların arasına götürdüm. Kimsenin bizi göremeyeceği bir yerde dudaklarına yapıştım. Dudaklarını öperken karnını ve göğüslerini de avuçluyordum. Sinem, “Dur yapma, biri görür!” demesine karşın, kendisini de geriye çekemiyordu. Sinem’i öptükçe o da iyice rahatlamaya başladı. Ben de birazcık tedirgindim, açık alan olduğundan her an birine yakalanabilirdik, fakat bu yakalanma korkusu beni müthiş derecede tahrik ediyordu. Ben Sinem’i sikerken

birisinin izlediğini ve bizi seyrederek 31 çekip boşaldığını düşünmek beni oldukca kötü azdırıyordu. Bunu düşünürken iyice yarrağım kemik şeklinde olmuştu. Sinem’i ağaca dayamıştım ve ben de bacağına değdiriyordum yarrağımı. Sinem birden elini sikime attı ve “Buna ne oldu bu şekilde ya?” dedi. Hakikaten okadar sertleşmişti ki, resmen patlamaya hazır bombaydı. Sinem’in boynuna bir öpücük kondurup, “Seni istiyor yavrum!” dedim. Sinem derhal eğildi ve şortumu bir hamlede indirdi, altıma Boxer giymemiştim ve sikim dimdik karşısındaydı. Sinem derhal sikimi eline aBeylikdüzük okşamaya başladı. Ben ağaca tutunmuş destek alırken, hafiften

hırlıyordum. Bugün oldukca kötü boşalacaktım, bunu hissediyordum. Sinem yarrağımı ağzına almadan ilkin hafifçe hafifçe diliyle yarrağımın başını dondurma yalar şeklinde yalamaya başladı. Yarrağımın en uç kısmına dili değdikçe elektrik çarpmış şeklinde vücudum titriyordu. Sinem’e, “Yalasana orospu, amacın beni kudurtmak mı?” dediğimde kurnazca güldü. Yarrağımın ucundan zevk sıvıları yavaş yavaş akmaya başlamıştı. Sinem en sonunda yarrağımı köküne kadar ağzına aldı. Ben, “Oohhh, müthişsin!” dedim. Sinem bunu duyduktan sonrasında iyice hızlanmaya başladı, dudakları sikimde gezindikçe içim bir hoş oluyordu. Ben de bir elimle ağacı

tutarken, boşta kalan elimle Sinem’in sırtını ve omuzlarını okşuyordum. Sinem’in süratli süratli yalamasına daha çok dayanamayacaktım. “Geliyorum, fahişem!” dediğimde, Sinem birazcık daha hızlandı ve ben de saniyeler içinde ağzına boşaldım. Boşalmam bitmiyordu resmen, boşaldıkça daha çok geliyordu sanki. Yarım dakikaya yakın boşaldıktan sonrasında Sinem yarrağımı ağzından çıkarttı. Döllerimin bir kısmı ağzının kenarından süzülüp yere damlıyordu. Sinem eliyle ağzını temizledikten sonrasında, “Bu neydi ya, hayatımda bu şekilde boşalma görmedim!” dedi. Ben de, “Ne yapayım, oldukca tahrik ettin beni!” dedim. Bir karı övgü almayı

seviyordu, Sinem bunu duyunca tekrardan hırslandı ve yarrağımı ağzına alıp emmeye başladı. Son birkaç kez sakso çektikten sonrasında ayağa kalktı. Arkasını, kendime doğru döndürdüm ve yüzünü ağaca doğru yapıştırdım. Sinem tam domalık olmasa bile hafifçe eğik pozisyonda duruyordu. Gri dar eşofmanından kalçalarını birazcık izledikten sonrasında eşofmanını dizlerine kadar indirdim. Ayrıca etrafı kesiyordum acaba bizi izleyen varmı diye, fakat kimseyi görememiştim. Sinem’in altında kırmızı, küçücük bir külot vardı. Kalçalarının yarısından fazlası meydandaydı. Kalçalarına bir iki tokat attıktan sonrasında eğildim. Kalçalarının

külotundan açıkta kalan kısımlarını öptükten sonrasında külotunu da indirdim. Kalçalarını ayırdım ve göt deliğine dil attım. Sinem hafifçe inlemeye başladı. Göt deliğinden amına indim ve am deliğini yalamaya başladım. Sinem’in inlemeleri arttı, bir eli arkada başımı tutup amına bastırıyordu, öteki eliyle de dengesini korumak için ağaçtan destek alıyordu. Sinem’in amı sulandıkça sulanmaya başladı, mükemmel bir koku geliyordu amından ve bu kokuyla birlikte iyice sikim sertleşiyordu. 10 dakika sonrasında Sinem de benim şeklinde orgazm olmaya başladı. Amı iyice sulanmıştı, derhal kalktım ve boynuna öpücük kondurduktan sonrasında amına yarrağımı soktum

ve git gel hayata geçirmeye başladım. Yavaş yavaş girip çıkıyordum ve ayrıca üstündeki tişörtten omzuna ve boynuna öpücükler kondurarak, kulağına onu tahrik edecek sözler fısıldıyordum. 15 dakika kadar o pozisyonda siktim. Ağaçlık alanda olduğumuzdan oldukca fazla pozisyon deneyemiyorduk. Boşalacağım süre içinden çıktım ve Sinem’i önümde çömeltip yüzüne boşaldım. Sinem yüzünü temizlemek için hızla otomobile koşarak mendil aldı. Ben de şortumu çektikten sonrasında otomobile yürüdüm. Otomobile geldiğimde Sinem yüzünü temizlemiş ve bir sigara yakmıştı. Ben de derhal bir sigara yaktım ve arabayı çalıştırdım. Güzel bir

piknik geçirmiş, heyecanlı bir sikiş yaşamıştık, ikimiz de hafifçe yorgunduk. Sinem’i aldığım yerde bıraktım. Sinem bana teşekkür ederek otomobilden indi ve hızla evine gitti, ben de evime doğru sürdüm. Arabadaki malzemeleri yukarıya çıkarttıktan sonrasında birazcık temizlik yaptım ve televizyonun karşısına kuruldum. Televizyonu izlemiyor, piknikte yaşadıklarımızı düşünüyordum. Hafifçe hafifçe uyuklamaya da başlamıştım ki, telefon çaldı. Daha ayrılalı 1 saat olmamıştı, Sinem arıyordu. Acaba biri görecek telaşından hızlıca indiğinden birşeyini mi unuttu diye düşündüm ve telefonu açtım. Sinem’in ses tonu iyiydi, başka bir şey söyleyecekti

her halde. Birazcık havadan sudan muhabbet ettikten sonrasında, “Çin’e gideceğiz ya birlikte…” dedi. “Evet?” dedim. “Iyi mi, iş gezilerinde cinsellik oluyor mu?” dedi. “Ben bayadır gidiyorum, fakat asla öyleki birşeye rastlamadım!” dedim. Sinem de, “Benim önceki şirketimde gittiğimde hep oluyordu. Ne şu demek oluyor ki, sap şeklinde gidip dönecek miyiz?” dedi. Ben de, “Fakat yanımda sen varsın, elbet bir şey olur!” dediğimde güldü ve “Çine giderken yanıma en seksi iç çamaşırlarımı alacağım!” dedi. Ben de, “Onlar senin üzerindeyken, ben de seni bir güzel sikeceğim!” dedim. Sinem kahkahayı patlattı telefonda. Sonrasında Sinem’in birden sesi değişti ve “Evet

Hülyacım, bugün baya güzel geçti, bir ara tekrarlayalım!” dedi. Ben bozuntuya vermedim. Birazcık sustuktan sonrasında, “Tamam canım, hadi öpüyorum!” dedi ve kapattı telefonu. Kocası da tam zamanında gelmişti. Sinem’i iş gezisinde siktiğimi düşünmem bile yarrağımı kazık şeklinde yapmıştı. Şuan bir kızı sikecek durumda olmadığımdan mecburen 31 çekerek kendimi rahatlattım. Piknikte karnımı doyurduğumdan akşam yemeği yeme gereği duymadan erkenden yattım. Sabah saat 09:00 şeklinde uyandım, kendime güzel bir kahvaltı hazırlayıp TV başlangıcında kahvaltımı hayata geçirmeye başladım. Saat 11:00 şeklinde bavulumu aldım ve yatak odama

gittim. İçine birkaç pantolon, gömlek, kravat koydum. Bunlar iş içindi doğal ki, eğer iş haricinde gezebilirsek diye şort falan da aldım yanıma. Birkaç iç çamaşırı da koyduktan sonrasında bavulum hazırdı. O gün hep evimde zaman geçirdim, iyice enerji depolamak istiyordum, şu sebeple iş gezileri hakikaten zor oluyordu. Sinem saat 17:00 şeklinde beni aradı, telefonu açtığımda, “Iyi mi buluşacağız? Birlikte gidelim mi havalimanına?” dedi. Ben de, “Olur, bana gelirsen birlikte geçeriz taksiyle oraya. Hem park derdi de olmaz!” dedim ve Sinem kabul etti. Saat 19:00 şeklinde Sinem elinde bavuluyla kapımdaydı. Altında pembe bir etek, üstünde de aynı renkte

güzel ve birazcık açık elbise vardı. İçeriye aldım ve kapıyı kapatır kapatmaz dudaklarına yapıştım. Sinem’i deli şeklinde öpüyordum, fakat beni iterek, “Geç kalacağız, hadi daha önümüzde güzel zamanlar var!” dedi. Ben derhal taksi durağını aradım, taksi gelene kadar evde Sinem’le yiyiştik. Taksi ulaşınca aşağıya indik. Havalimanına gelmiştik, derhal kontrollerden geçip, işlemleri yaptırdıktan sonrasında uçağa bindik. Hava birazcık kararmıştı, fakat hala güneşin batmış olduğu yerde hafifçe aydınlık vardı. Sinem uçağın camdan tarafında oturuyordu ve ben de onun yanındaydım. Sinemle birlikte güzel bir seyahat geçiriyorduk. Saat 23:30 şeklinde

Sinem başını omzuma yasladı ve uyumaya başladı. Bir süre sonrasında ben de uyuyakaldım. “İnişe geçiyoruz, lütfen kemerlerinizi bağlayın!” anonsu ile uyandım. Sinem de uyanmıştı. Derhal kemerlerimizi taktık ve sarsıntısız bir iniş yaptık. Bavullarımızı aldıktan sonrasında havalimanından çıktık, bizi almaya geleceklerdi. Ekip elbiseli, 1.75 boylarında, güneş gözlüklü bir adam yanımıza yaklaştı. Elini uzatarak Türkçe oBeylikdüzük, “Hoş geldiniz!” dedi. Ikimiz de sırayla elini sıkarak, “Hoşbulduk!” dedik. İsminin Samet bulunduğunu ve bizlere tercümelerde destek olacağını söylemiş oldu. Getirdikleri lüks, siyah otomobile bindik ve 10 dakikalık

bir yoldan sonrasında lüks bir otelin önünde durduk. İçeriye girdik, Samet bizlere, “Siz şuraya oturun, ben derhal işlemleri hallediyorum!” dedi. Biz kenardaki mavi koltukBeylikdüzü oturduk. 2 otel görevlisi gelip derhal bavullarımızı aldı. Samet yanımıza gelmiş olarak, “İkiniz için değişik odalar açıyorum!” söylediğinde, Sinem derhal araya girerek, “Yok, biz ikimiz aynı odada kalırız!” dedi. Samet deö “Tamam!” diyerek tekrardan resepsiyona gitti. Kısa bir süre daha birşeyler konuştuktan sonrasında, bana, “Oda hazır, çıkabiliriz!” dedi. Samet önde biz arkada asansöre gittik. Asansörle en üst kata çıktık, hususi bir suit oda alınmıştı bizlere. Samet odayı açtıktan sonrasında bizlere

bir kart verdi ve “Harcamalarınız şirketimiz tarafınca ödenecektir. Keyfinize bakın, saat 12:00 şeklinde geleceğim ve şirket yetkilileriyle birlikte öğle yemeği yiyeceğiz!” dedi ve gitti. Kapı kapanır, kapanmaz Sinem’i belinden tuttum ve kendime doğru çevirdim. Dudaklarına yapıştım, ayakta öpüşüyorduk. Sinem’in giyinişi oldukca hoşuma gitmişti o gün. Öpüşürken elimi kalçasına attım ve okşamaya başladım. Kalçalarını okşarkende yavaş yavaş yatağa doğru götürmeye başladım. Yatağa ittirdim ve üzerimi hızlıca çıkarttım. Bir tek Boxer kalmıştı üzerimde. Sinem’in dudaklarından boynuna doğru inmeye başladım. Üstündeki

elbiseyi çıkarttım. Sinem’in pembe renkli bir südyeni vardı. Südyeni çıkartmadan yalnız aşağıya indirdim ve göğüslerine yumuldum. Sinem inlerken, bir taraftan eli arkada südyeni çözmeye çalışıyordu. Südyeni çözebilmişti ve bir hamlede kollarından çıkartıp kenara fırlattı. İki göğsünü de sırayla yalıyordum, Sinem ise inleyerek saçımı okşuyordu. Fazlaca fazla vaktimiz yoktu, birazcık yorgunduk ve uyumamız da gerekiyordu. O yüzden göğüslerinde fazla kalmadan, Boxerimi çıkartıp kenara attım ve yatağa yattım. Sinem yatakta dizlerinin üzerine çöküp eğildi ve yarrağımı yalamaya başladı. Benim yorgunluğum, zevkle birleşti ve iyice

keyiflenmeye başladım. Bir derhal bitip uyumayı, bir de asla bitmemesini istiyordum. Sinem yarrağımı hafifçe hafifçe altına kadar yalıyordu. 5 dakika kadar

Sinem’e yalattırdım yarrağımı. Sinem yarrağımı bıraktı ve altındaki eteği çıkarttı. Pembe bir tanga vardı altında, tangayı çıkartmadan derhal ipini kenara çekti ve kucağıma oturdu. Yarrağımı amına ayarladı ve hoplamaya başladı. Elleri de göğüslerimin üzerindeydi destek alıyordu. Sinem bir süre sonrasında kendini iyice kasıklarıma doğru çarptırmaya başladı. Ayrıca inlemesine devam ediyordu, ben de sıcacık amına girdikçe daha çok zevk alıyordum. Sinem bir süre sonrasında

birazcık yavaşladı ve kasıp bırakmaya başladı kendini. Amı da kasılıyordu ve yarrağımı sıkıyordu. Bir süre sonrasında Sinem inleyerek orgazm oldu ve üzerime yıkıldı. Göğüsleri, göğsüme değiyordu. Başı omzumun yanındaydı, saçlarının ve parfümünün kokusu beni iyice tahrik etmişti. Sinem’in zıplayacak hali kalmamıştı ve ben de belimi kaldıra kaldıra Sinem’in amına girmeye başladım. Boşalacağımı anladığım zamanda amından çıkarak kalçalarının arasına boşaldım. Sinem üzerimden kalktı, derhal banyoya girdi. Ben de arkasından gittim. Birlikte güzel bir duş aldıktan sonrasında yatağa yattık. Yattığımız

şeklinde uyumuştuk. Telefonun çalmasıyla uyandım. Telefona baktığımda Samet arıyordu, açtım telefonu ve “Engin bey, 5 dakika içinde otelin önüne geliyorum. Aşağıda bekleyeceğim sizi! ” dedi. “Tamam, geliyoruz!” dedim ve telefonu kapattım. Sinem’e baktığımda çırılçıplak yatmıştı. Boynunu öpe öpe uyandırdım Sinem’i. Tadı yerine gelmişti, gülerek uyandı. Sinem’e Samet’in geldiğini haber verdim. Bavulu yeni açıyorduk daha. Sinem derhal eline ilk gelen tek parça yeşil elbiseyi giydi. Taş şeklinde olmuştu, elbisenin derin dekoltesi vardı, göğüslerinin üstü tamamen açıktaydı. Elbisenin etek kısmı dizinin birazcık üstünde bitiyordu. İçine

külot giymemişti. Elbisenin tasarımından dolayı südyen giymek aslına bakarsan oldukca fena gösteriyordu. Aynanın karşısına geçti ve makyaj hayata geçirmeye başladı, sonrasında saçını da kendince şekillendirdi. Altına da açık renk bir topuklu ayakkabı giydi. Ben de ayrıca ekip elbisemi giymiştim. Sinem’e, “Hazırsan çıkalım?” dediğimde, “Tamam, geliyorum!” dedi. Çantasını aBeylikdüzük çıktık odadan. Aşağıya indiğimizde Samet otomobille bizi bekliyordu, gözlerini birkaç saniye Sinem’in üstünden alamamıştı. Beraberce otomobile bindik ve öğle yemeği yiyeceğimiz restoranta gittik. Otomobil bir otoparka girdi, park ettikten sonrasında indik. Samet derhal

somelovelyperfectblowjob:
“
â€

bizlere bugünkü programımızı söyledi. Tercümanlık haricinde bizlere rehberlik te yapıyor, o günkü programımızı hatırlatıyordu. Önden giderken ara sıra başını bizlere doğru çevirerek konuşuyordu, “Bugün saat 12:00’den 13:00’a kadar öğle yemeği yiyeceğiz. Sonrasında ben sizi tekrardan otele bırakacağım. Akşam saat 18:00’a kadar istediğiniz şeklinde eğlenebilirsiniz. Şehri dolaşmak isterseniz size birkaç rehber ayarlayabilirim. Saat 18:00’de sizi tekrardan otelden alacağım ve şirkete götüreceğim. Orada bir toplantı yapacağız, akşam saat 21:00 şeklinde tekrardan otele bırakacağım.” dedi. Bu tarz şeyleri anlatırken restorantın giriş kapısına geldik, içeriye

girdik. Garsonlar etrafımızda pervane şeklinde dönüyorlardı. Masaya geçtiğimizde, biri firmanın patronu olan, diğeri de bizim devamlı görüştüğümüz Satın Alma Müdürü ve tarafındaki de alacakları malın kontrolünü meydana getiren kişiydi. Karşılarındaki sandalyelere oturduk, Samet de yanımıza oturdu ve çeviri hayata geçirmeye başladı. İngilizce’yi karşı taraftan yalnız Satın Alma Müdürü bildiğinden dolayı Çince konuşmak durumundaydılar. Ikimiz de Türkçe tercüman ile onların dediklerini anlıyor ve karşı yanıt veriyorduk. İşle ilgili oldukca konuşmadık, 1 saatlik sürede güzel bir yiyecek yemiştik. Satın Alma Müdürü İngilizdi, şu demek oluyor ki masada şirketten Çin’li

olmayan tek o vardı. Yemeği yedikten sonrasında kalktık, dışarıya çıktıktan sonrasında karşı şirketteki kişilerle tokalaştık ve tekrardan otoparka gitmeye başladık. Samet birazcık önden giderek arabayı hazırlayacaktı. Sinem’le yan yana yürürken satın alma müdürü geldi yanımıza. Elini uzattı ve isminin Jack bulunduğunu söylemiş oldu, kendini birazcık tanıttı. 32 yaşındaymış, hakikaten yaşından oldukca genç gösteriyordu. Jack’ı anlatmam gerekirse 1.80 boylarında, iri yapılı, esmer biriydi. Vücut geliştirme yaptığını düşünüyordum, şu sebeple omuzları oldukca genişti, aynı şekilde kolları da kaslıydı. Jack otomobile kadar bizlere birlikte rol aldı ve ayrıca iyice kaynaşmıştık.

Arabanın önüne geldiğimizde Sinem onu otele çağrı etti. Jack ise, birazcık sonrasında işi bulunduğunu, fakat müsaitsek akşam toplantıdan sonrasında gelebileceğini söylemiş oldu. Ikimiz de onayladık. Jack bizlere iyi günler dileyerek arkadaşlarının ve patronunun yanına gitti. Ikimiz de otele doğru hareket ettik. Otomobilde birazcık dinlendik, halen uykumuz vardı. Otel’in önünde durduk ve derhal asansöre binerek odamıza çıktık. İçeriye girdik ve üstümüzdekileri çıkartıp yatağa yattık. Bir süre dinlendikten sonrasında Sinem’e, “Jack’ı niye otele çağrı ettin?” dedim. Sinem, “Bilmiyorum, yanımıza kadar ulaşınca nezaketen çağrı ettim!” söylediğinde, gülümsedim. Sinem’e doğru yan

döndüm, göğüsleri karşımdaydı. Yanağına bir öpücük kondurup, “Hayır hayır, sen bu adamı başka bir sebepten çağrı ettin, gizleme benden!” dedim. Sinem dayanamadı ve Hoş çocuk ya, onun için çağrı ettim!” dedi. Gülümsedim ve “Akşam o süre güzel geçecek şeklinde!” deyip, dudaklarına öpücük kondurdum. Öpücükten sonrasında Sinem’in yanından kalktım ve bir sigara yaktım kendime. TV’yi açtım, canım sıkılıyordu. Saat 14:00 şeklinde, “Sinem, havuza inelim mi?” dedim. “Olur, fakat bikini yok yanımda!” dedi. Sinem’e, “Derhal giyinin hadi!” dedim ve bir şey sormamasını söyledim. Sinem de dediğime uyarak derhal üzerine yemekte

giydirilmiş olduğu yeşil elbiseyi giydi. Bende kısa bir şort ve tişört giydim. Odamızdan çıktık, asansöre doğru giderken Samet’i aradım ve “Samet, yazlık eşyalar satan bir mağaza var mı buralarda?” dedim. Samet bana bulunduğunu söylemiş oldu, otelin oldukca yakınındaymış. Yolu tanım etti ve ben de teşekkür edip kapattım. Sinem’le sokakta el ele, sevgili şeklinde yürümeye başladık. Yollar oldukca temiz ve düzenliydi. Mükemmel bir ülkeydi Çin. Samet’in söylediği yeri bulduk ve içeriye girdik. Sinem derhal bikinelere bakmaya başladı. Ben de mayo şort bakıyordum kendime. Bedenime gore bir tanesini buldum. Sinem’e döndüğümde, halen bikini beğeniyordu. Sinem’in

yanına gidip, dar bir bikini almasını söylediğimde gülümsedi. Mor ve beyaz iki tane bikini ekibi aldı. Parasını ödeyip çıktık, Sinem oldukca beğenmişti bikinilerini. Beyaz bikini bilhassa küçücüktü, Sinem’in kalçalarını mükemmel gösterecekti. Derhal otele geldik ve odamıza çıktık. Üzerimizi değiştirdik, Sinem bikinileri giydikten sonrasında boy aynasında kendine bakarak, “Ya bu oldukca açık, kalçalarımın yarısı dışarıda!” dedi. Arkadan sarıldım ve boynunu öperek, “Burası Türkiye değil, Çin! Ne olacak ki?” dedim. Dönerek gülümsedi. Dudağıma öpücük kondurup “Evet haklısın, hadi çıkalım!” dedi ve çıktık. Havuza geldiğimizde etrafın sakin bulunduğunu

gördük, büyük bir otel olduğundan bir sürü havuz vardı. O yüzden genel anlamda havuzlar sakin oluyordu. Biz gittiğimizde 4 çift vardı etrafta. Çiftlerin karılarını kesmeye başladım, fakat fiziği mükemmel bir hatun yoktu. Sinem’in fiziği ve güzelliği hakikaten oldukca göze batmıştı. Etraftaki adamlar birkaç saniyeliğine Sinem’e baktılar, fakat Türkiye’deki adamların yapmış olduğu şeklinde rahatsız edecek şekilde değildi. Küçük ve kaçamak bakışlardı. Sinem derhal havuza girdi, ben ise güneş kremimi sürerek şezlongta güneşlenmeye başladım. Güneş rahatsız edecek derecede yakmıyordu, güneş gözlüğümü de takmıştım ayrıca, etraftakileri kesiyordum.

Havuzun girişinde bir çift belirdi. Gözlerimi onlardan alamadım, güneş gözlüğü olduğundan rahatça izleyebiliyordum. Kız 1.80 boylarında, beyaz tende ve sarı uzun saçlı bir afetti. Göğüsleri oldukca büyük değildi, kalçaları da öyleki, fakat güzellik oBeylikdüzük mükemmeldi. Tarafındaki oğlan da 1.90 boylarındaydı. O da beyaz tende ve sarışındı. Rus olduklarını kestirmek zor değildi. Benim olduğum yere doğru yürümeye başladılar, içimden buraya otursunlar diye umut ediyordum ki, tam yanımdaki şezlonga çantalarını bıraktılar. Oğlan bana, “Hi!” diyerek merhaba verdi ve yanımdaki şezlonga oturdu. Ben de ona merhaba verdim. Kız arkadaşı üstündeki

tişörtü ve altındaki mini eteği çıkarttıktan sonrasında havuza atladı. Havuzda Sinem ve birazcık ilkin giren kızdan başka kimse yoktu. Oğlan isminin Markov bulunduğunu söylemiş oldu. Ben de, “Engin!” dedim. Türk olduğumu anlamıştı. Biz tanışırken, bizim hatunlar da havuzda birbirleriyle tanışmıştı. Sinem bir süre sonrasında havuzdan çıktı ve yanımıza geldi, ıslak vücudu mükemmel gözüküyordu. Markov bir süre Sinem’den gözünü alamadı. Ben derhal Sinem’le, Markov’u tanıştırdım. Biz havuzdan sıkılmıştık, Sinem saat 16:00 şeklinde, “Kalkalım!” dedi Türkçe oBeylikdüzük. Ben de, “Tamam!” dedim ve kalktık. Eşyalarımızı toplarken, onBeylikdüzü oda numaramızı

verdik ve eğer konuşmak isterlerse beklediğimizi söyleyip, odamıza çıktık. Sinem’le birlikte duşa girdik ve duşumuzu aldıktan sonrasında yatağa geçtik. Saat 18:00’a kadar zaman geçirdik. Samet beni arayarak, “Geliyorum, hazırlanıp inersiniz!” dedi. “Tamam!” dedim. Sinem o gün ne giyeceğini hususi oBeylikdüzük hazırlamıştı. Altına siyah dar bir etek giydi, diz kapağının birazcık üzerindeydi. O denli sıkıydı ki, kalçalarının yanakları tamamen belli oluyordu. İçinde ise pembe minik bir tanga vardı. Üzerine de yeşil bir gömlek giyip, gömleğin alt kısımını eteğin içine soktu. Topuklu siyah bir ayakkabı giydikten sonrasında makyaj hayata geçirmeye

başladı. Ben ise klasik ekip kıyafetle gidecektim. Sinem makyajını tamamlamış oldu, minik siyah bir el çantası da aBeylikdüzük çıktık. Benim de yanımda Laptopum vardı. Satacağımız mal ile ilgili son bir Slayt izletecektim onBeylikdüzü, peşinden pozitif cevap alırsak sözleşme imzalanacaktı. Aşağıya indiğimizde Samet bizi karşıladı. Otomobile bindik, şirket 30 dakika uzaklıkta bir yerdeydi, kent merkezinin birazcık kenarında kalıyordu. Güzel bir yolculuktan sonrasında şirkete geldik, saat 18:30 şeklinde toplantıya başladık. Ben derhal Slayt’ı anlatmaya başladım. Ayrıca Jack ile Sinem devamlı birbirlerine bakıyorlar, arada sırada konuşuyorlardı. Akşam

olacakları düşünmemden dolayı tam kendimi verememiştim Slayt’a, fakat gene eksiksiz bir sunum yapmıştım. Şirket yetkilileri aralarında birşeyler konuştuktan sonrasında Samet’e birşeyler söylediler. Samet te bana, “Birazcık dışarıda hususi görüşeceklermiş. Sonrasında da sonucu size bildirecekler!” dedi. “Tamam!” dedim. Dışarıya çıktılar ve 10 dakika sonrasında gelmiş olarak Samet’e birşeyler söylediler. Samet te bana gülerek, “Tamamdır abi, anlaşmayı kabul ediyorlar!” dedi. Derhal sözleşmeyi imzaladık. Sözleşmeden sonrasında birkaç ayrıntıyı konuştuktan sonrasında, bizlere yarın saat 20:00’da kutlama yemeği yiyeceğimizi söylediler. Biz şirketten

çıktık, Jack de arkamızdan geliyordu. Otomobile hep birlikte bindik, otele geldik ve üçümüz inip odamıza çıktık. Odaya girince Jack derhal koltuğa oturdu, Sinem de onun yanına oturdu. Ben oda servisini arayarak bir şişe şarap ve 3 kadeh istedim. Siparişim derhal geldi, aBeylikdüzük teşekkür edip kapıyı kapattım. Üçümüze de şarap koyduktan sonrasında muhabbet etmeye başladık. Şaraplarımız bitince, Sinem, Jack’in boynuna sarıldı ve “Bugün kutlamayı yalnız şarap içerek yapmayacağız değil mi?” dedi. Jack gülümseyerek Sinem’in dudaklarına yapıştı, Sinem ve Jack delice öpüşüyorlardı. Jack bir elini Sinem’in büyük göğüslerine attı ve okşamaya başladı.

Ben de kenardan onları izliyordum. Sinem ayağa kalktı ve Jack’in kravatından tutup kaldırdı ve benim birazcık yanıma doğru Jack’i sırt üstü attı. O an onBeylikdüzü katılmak yerine, seyretmek daha heyecanlı geliyordu. Sinem ilkin Jack’in kravatını çıkarttı, peşinden da gömlek düğmelerini teker teker açıp, gömleğini çıkarttı. Sonrasında da Jack’in vücudunu öpmeye başladı. Tahmin ettiğim şeklinde kaslı bir vücudu vardı, karın kaslarını da öptükten sonrasında pantolonuna geldi. Pantolonunu hızlıca çıkarttıktan sonrasında, altındaki Boxeri de çıkarttı. Yarrağı 19-20 santimetre kadar ve kalındı Jack’in. Sinem yatakta domaBeylikdüzük Jack’in yarrağını yalamaya başladı. Jack’ten

zevk iniltileri de gelmeye başladı. Ben Sinem’in arkasına geçtim, domaldığından dolayı kalçaları tamamen meydandaydı. Altındaki siyah eteği çekerek çıkarttım, pembe tangasının ipini kenara çektim. Amı sulanmıştı Sinem’in, elimi attığımda suları parmaklarıma gelmişti. Birazcık am deliğini okşadıktan sonrasında elimi çektim ve am deliğini yalamaya başladım. Sinem de zevk iniltileri çıkartıyordu Jack’in yarağını yalarken. Ben Sinem’i ve Jack’i iyice azdırmak için ara sıra Sinem’in kalçalarına tokatlar atıyordum. Çıkan ses Jack’i iyice tahrik etmiş olmalı ki, iniltileri artmaya başladı. Jack, Sinem’i tuttu ve yatağa sırt üstü yatırdı. Bacaklarını iki yana açarak

tangasını çıkarttı ve amına bakıp, “Ohh my God! Super!” dedikten sonrasında Sinem’in amına yumuldu. Ben üstümdekileri hızla çıkartıp çırılçıplak kaldım. Yarrağım patlamaya hazır volkan gibiydi. Sinem’in önüne geldim ve dizlerimin üstünde yatağa çıktım. Sinem yarrağımı derhal ağzına aldı. Müthiş saksosuyla beni hızlıca boşaltacak gibiydi. Jack’in bir taraftan am deliğini yalamasıyla gözleri kayıyordu ara sıra. Ben de üstündeki yeşil gömleğin düğmelerini teker teker açtım. Sinem yattığından dolayı çıkartmadım gömleği, südyeninin göğüslerini kapatan kısımlarını indirdim aşağıya ve göğüslerini okşamaya başladım Jack ayağa

kalktı ve Sinem’in iki bacağını da omuzlarına aldıktan sonrasında yarrağını Sinem’in amına soktu ve git gel hayata geçirmeye başladı. Sinem ara sıra yarrağımı bırakarak bağırıyordu ve sonrasında tekrardan yarrağımı ağzına alıyordu. Jack iyice hızlanmaya başladı, Sinem’in de göğüsleri sallanıyordu. Jack Sinem’i 10 dakikaya yakın siktikten sonrasında bıraktı. Jack yatağın kenarına, Sinem’in yanına yattı. Ben de Sinem’in önüne geçtim, Jack’in girmiş olduğu yerde baya boşluk oluşmuştu. Sinem’in amına bende girmeye başladım, fakat girdiğim yer am değil sanki hava boşluğuydu. Sinem, Jack ile öpüşmeye devam ederken, bir taraftan da inliyordu.

10 dakika kadar siktikten sonrasında boşalacağımı anladım ve amından çıkarak Sinem’in karnına boşaldım. Sinem’in öteki yanına da ben yattım. Dinleniyorduk. Bir süre sonrasında gene ‘Şlop, şlop!’ sesleri gelmeye başladı. Jack yatakta sırt üstü yatmış, Sinem de üstüne çıkmış yarrağının üstünde zıplıyordu. Derhal Sinem’i tost yapma fikri geldi aklıma ve kalktım Sinem’in arkasına geçtim. Sinem’in kalçalarını ayırdım ve göt deliğine dilimi değdirdim. Sinem almış olduğu zevkten aniden titremeye başladı. Göt deliğini yalamaya başladıkça Sinem’in iniltileri iyice artıyordu. 10 dakika kadar yaladım, Sinem’in göt deliği iyice açılmıştı.

Parmaklarımla da genişlettikten sonrasında ayağa kalktım. Sinem’in götüne yarrağımı dayadım ve sokmamla birlikte feryat atması bir olmuştu. Köküne kadar almıştı yarrağımı içine, fakat oldukca fazla bağırmıştı. Jack derhal Sinem’i kendine çekerek dudaklarına yapıştı. Sinem öne doğru eğildiğinden iyice kalçaları meydana çıkmıştı. Kalçalarını tokatlarken hızlıca göt deliğine girip çıkıyordum. 15 dakika kadar süratli süratli siktim Sinem’i götünden, Jack’le fazla ilgilenip benimle ilgilenmemesi canımı sıkmıştı. Götünün içine boşaldım ve derhal banyoya girdim. Hızlıca yıkandım ve çıktım. Çıktığımda Jack, Sinem’i sırt üstü yatırmış, götünden

düdüklüyordu. Sinem zevkten kıvranırken beni görecek hali yoktu. Derhal üzerime bir şort ve tişört giyip, odadan çıktım. Otel bahçesine indim. Bir şişe bira aldım ve bir de sigara yaktım. Jack’in işini bitirip odadan çıkmasını bekliyordum bahçede. Jack bir 20 dakika sonrasında yanıma geldi, yüzünde yavşakça bir gülümseme vardı. Omzuma dokunarak, “Sinem müthişti!” deyip, bir sigara yaktı kendine. Birlikte içmeye başladık, sigarasını bitirince, “Görüşürüz!” diyerek yanımdan ayrıldı. Ben de odaya çıkmak için asansöre gittim, odanın giriş kartı bende olduğundan Sinem’i toparlanmadan yakalayabilecektim. Odamın kapısına geldiğimde içimde

değişik bir coşku oldu, nedenini bende anlayamamıştım. Kapıyı açtım ve içeriye girdim. Yatağa doğru baktığımda Sinem’in çırılçıplak yatakta yattığını gördüm. Fazlaca seksi gözüküyordu o an, beni görünce kafasını kaldırdı ve bana baktı. Bir süre ikimiz de konuşmadan bakıştık. Saçı başı dağılmış, makyajı hafiften akmıştı, vücudundaki kızarıklık ve döl izleri de saldırı edilip kenara atılmış ucuz bir orospu şeklinde gösteriyordu Sinem’i. Sinem sonunda sessizliği bozarak, “Niçin haber vermeden çıktın?” dedi. Ben de, “Jack ile süper ötesi sikişiyordunuz ki, bozmak istemedim!” dediğimde, “Saçmalama, kıskanıyorsun

sen beni?” dedi. Yüzümde halen soğuk bir ifade vardı ona karşı. Geçtim derhal yatağın karşısındaki koltuğa ve yarısı bitmiş şarap şişesini aldım, kenardaki kadehi aldıktan sonrasında şarabı tam kadehe dolduracakken kadehi tekrardan bıraktım ve şişeyi kafama diktim. Sinem beni izliyordu, bir süre sonrasında tekrardan konuşmaya başladı ve “Niçin bu şekilde yapıyorsun? Yanlış bir şey mi yaptım sana karşı? Söylesene!” dedi. Fakat ben, “Yok, yanlış bir şey yapmadın. Bir tek Jack’e benden fazla ilgi göstermen beni üzdü!” dediğimde kalktı ve yanıma geldi. Kucağıma oturup ellerini boynuma atarak, dudağıma bir öpücük kondurup

, “Jack ile yalnız burada olduğum için sikiştim. Sana ne kadar kıymet verdiğimi biliyorsun!” dedi. Birazcık kendime getirmişti bu söz beni. Sinem’in çıplak kalçaları bacağıma değince tahrik olmuştum, fakat canım sikişmek istemiyordu. Sinem’i dudağından öptüm ve şarap şişesini kenara bırakarak, “Yatmak isterim, hakikaten oldukca yoruldum!” dedim ve tekrardan dudağından öptüm. Sinem bana bakarak, “Peki!” dedi yalnız. Ben yatağa yattığım şeklinde uyumuşum. Saat 08:30 şeklinde uyandım. Yanıma baktığımda Sinem’i gördüm, halen uyuyordu. Külot ve südyen ile yatmıştı yalnız. Ayağa kalktım ve üzerime birşeyler giydikten sonrasında

Sinem’i uyandırdım. Sinem kalkınca, gülümseyerek, “Iyi sabahlar aşkım!” dedi. Ben de “Iyi sabahlar aşkım, hadi kalk kahvaltıya inelim!” dediğimde, “Tamam, giyineyim derhal çıkalım!” dedi. Sinem dolabından kalçalarında biten kısa bir beyaz etek ve mavi body aBeylikdüzük giydi. Çıkmak üzereyken Sinem’in telefonu çaldı, telefonunu açıp konuşmaya başladığında, kocası bulunduğunu anladım. Kocası birazcık sitem ediyor gibiydi ona. Sinem, “Aşkım dün gece sözleşmeyi imzalatmak için uğraştık, ondan duymamışımdır!” dedi. Oysa Jack’in altında bağıra bağıra sikiliyordu o saatlerde. Kocasıyla bir süre konuştu, yumuşatmıştı onu. Sinem kapatmadan

ilkin, “Tamam tamam, evet imzaladılar sözleşmeyi. Cuma geleceğim, görüşürüz!” dedi. Telefonu kapattıktan sonrasında yatağa atarak, “Şimdi gene rahatsız etmesin!” dedi. Beraberce odadan çıktık, kahvaltının yapıldığı salona geldik. Açık büfe olduğundan hepimiz istediğinden istediği kadar alabiliyordu. Sinem’le tabaklarımızı hazırladıktan sonrasında boş bir masaya geçtik. Konuşmuyorduk. Sinem bir süre sonrasında, “Dün gece oldukca kötüydün bana karşı. Soğuk davranıyordun!” söylediğinde, “Jack piçine benden fazla kıymet vermen beni kırdı, o yüzden!” dedim. Sinem gülümseyerek elimi tuttu ve “Asla öyleki bir şey olmaz. Sana kocamdan bile

fazla kıymet veriyorum!” dedi. Bu beni, numara yaptığına iyice inandırmıştı. Kahvaltımızı bitirdikten sonrasında tekrardan odamıza çıktık. Saat 11’e kadar odamızda takıldık, planlar yaparken kapımız çalındı. Ben kalkıp kapıyı açtığımda, Markov ile sevgilisi Katya karşımdaydı. Gülümseyerek merhaba verdiler ve Girebilir miyiz diye sordular. Ben derhal içeriye aldım onları. Sinem sabah giydikleriyle yatakta uzanmış, sigara içerek TV’ye bakıyordu. Markov ve Katya’yı görünce birazcık toparlanarak, “Hoş geldiniz!” dedi. Markov ile Katya karşı koltuğa oturdular. Katya’nın altında beyaz bir tayt, üstünde ise yeşil bir tişört vardı, sütyen

takmadığını tahmin ediyordum. Ne içeceklerini sorup öğrendikten sonrasında, oda sevisinden bir şişe Viski ve 4 bardak istedim. Sipariş ulaşınca kapıdan aldım. Kadehlere doldurup servis ettim hepimize. İngilizce muhabbet ederken bir taraftan da içkilerimizi yudumluyorduk. İkisi de İngilizceyi ‘eh işte şu şekilde bu şekilde’ konuşuyordu. İçkilerimizi bitirdikten sonrasında Katya tuvaleti kullanmak istediğini söylemiş oldu ve bana elini uzatıp, “Banyoya kadar eşlik edermisin?” dedi. Ben de “Doğal!” diyerek elini tutup kalktım. Banyonun kapısını açtığımda, Katya, “Gitme bekle, işim oldukca sürmez!” diyerek, taytını ve kırmızı külodunu indirip klozete oturdu,

gözlerime baka baka işedi. Amcığını wc kağıdıyla silip kuruladıktan sonrasında, külodunu ve taytını çekip yanıma geldi ve dudaklarıma yapıştı… Banyoda birazcık öpüştükten sonrasında, öpüşe öpüşe beni odaya kadar götürdü. Sinem ve Markov bizlere

bakıyorlardı. Markov da derhal yerinden kalktı ve Sinem’in yanına gitti. Ben ise Katya’yı derhal kucakladım ve yatağa yatırdım. Göğüslerini okşuyordum, Sinem’in göğüslerinin yanında oldukca minik kalıyorlardı, fakat onu da bu şekilde çekici kılıyordu bu fiziği. Dudaklarını bıraktım ve üstündeki tişörtü çıkarttım. Tişört altında tahmin ettiğim şeklinde südyen yoktu, çıplak göğüsleri karşımdaydı. Derhal

elimi atarak okşamaya başladım. Ayrıca boynunu öpüyordum, ara sıra kulak memesini de emiyordum. Göğüslerini bir süre okşadıktan sonrasında bıraktım ve yalama vaktiydi artık. Göğüslerini ağzıma aldım ve birden inlemeye başladı Göğüslerini hızla yalarken, Markov ve Sinem’in ne yapmış olduğu aklıma geldi. Kafamı kaldırdığımda Markov yarağını Sinem’in ağzına vermişti bile. Sinem’in yalayışı Markov’un aklını almış gibiydi. Markov’un 16-17 santimetre kadar bembeyaz, ince, tüysüz bir yarağı vardı. Açıkcası o sikle Katya’yı iyi mi doyuruyor diye düşünüyordum. Göğüslerinde fazla kalmak istemiyordum, şu sebeple minik göğüs pek

ilgimi çekmiyordu. Derhal elimi taytından kalçalarına attım. Okşamamla sikim iyice kalktı. Ayağa kalktım ve üstümdeki herşeyi çıkarttım. Yarrağım kazık gibiydi, derhal ağzına verdim. Sarı saçlarını toparlayarak kendime doğru çekiyordum. Saksosu birazcık acemiceydi, fakat gene de yönetim ediyordu. Markov pek işten anlamıyor gibiydi, Sinem’in zevkini düşünmeden derhal am deliğini sikmeye başlamıştı bile. Sinem birazcık keyifsiz gibiydi. Katya’nın ağzından yarrağımı çektim ve Katya’yı Sinem ile öpüştürmek istedim. Sinem ilkbaşta şaşırdı bu isteğime, fakat Katya çekinmeden Sinem’in dudaklarına yapışınca, Sinem de karşılık verdi ve

öpüşmeye başladılar. Ayrıca ben de Katya’nın altındaki taytı çıkarttım. Kırmızı külotunu da çıkartınca amıyla karşı karşıya kaldım. Küçücük bir amı vardı, bembeyaz bacaklarının içinde kızarmış bir halde duruyordu, birazcık da sulanmıştı. Yalamadan ilkin iki parmağımı birden amına sokunca, Katya Sinem’le öpüşmeyi bırakıp birazcık bağırdı. Fakat sonradan alıştı. İki parmağım amındayken, bir elimde klitorisindeydi. Katya fazla dayanamadı ve orgazm olmaya başladı, elim hafiften ıslanmıştı. Parmaklarımı amından hafifçe çekmemle birlikte kendisini kasmayı bıraktı. Birazcık bekledikten sonrasında am deliğini yalamaya başladım. Şimdi Katya

ve Sinem birbirlerini yiyecek şeklinde öpüşüyorlardı. Markov ise boşalacağı süre Sinem’in içinden çıkmış ve Sinem’in karnına boşalmıştı. Markov kenara geçerek kendisine bir kadeh Viski doldurdu ve bir sigara yakarak bizi izlemeye başladı. Ben işimi ağırdan alıyordum, yaladıkça daha da uzatıyordum yalamayı. Doğal ki ayrıca Katya üstüste orgazm oluyordu. En sonunda ben de dayanamadım ve ayağa kalktım. Kızın orgazm olmaktan sırılsıklam olan amına sikimi sokmamla birlikte girmem bir oldu. Katya Sinem’in göğüslerini ağzına almış yalıyordu. Süratli süratli amına girip çıkmaya başladım. Ortalama 40 dakika geçmişti biz öpüşmeye

başlayalı ve ben daha boşalamamıştım. İçine girdikçe daracık amı bana daha çok keyif veriyordu. Bir taraftan da süt beyazı bacaklarını okşuyordum. Sonunda dayanamadım ve içinden çıkarak, ben de Markov şeklinde göbeğine patladım. Sonrasında Markov’un yanına gittim. Markov bana da bir Viski koydu ve uzattıktan sonrasında birde sigara yakıp verdi. Sinem ve Katya halen birbirlerini öpüyorlardı. Yatakta mükemmel bir görüntü oluşmuştu. 5 dakika kadar dinlendikten sonrasında Markov’la birlikte ayağa kalktık. Bu sefer ben Sinem’e, Markov da kendi sevgilisine yöneldi. Sinem’in dudaklarına yapıştım. Markov, Sinem’in ateşini tam

alamamıştı belliydi. Sinem sekse aç bir halde dudaklarıma yumuldu. Sinem’i öperken, bir elim de kalçalarındaydı. Markov gene Katya’yı öpmeden, yalamadan amına sokmuştu. Ben Sinem’i öpmeyi bıraktım, sırtüstü yatırdım ve bacaklarını açarak am deliğini yalamaya başladım. Sinem’in iniltileri odayı kaplamıştı. Sinem’in am deliğini 5 dakika kadar yaladıktan sonrasında onu tost yapma fikri geldi aklıma. Markov’u tuttum ve Katya’nın önünden çekerek yatağa sırtüstü ittirdim. Sinem’i tutarak Markov’un kucağına oturttum. Markov yarağını Sinem’in amına soktu. Ben de sikimi tükürüklemeden direkt Sinem’in götüne sokmaya çalıştım. Birazcık acı çekmesini

istiyordum. Sinem’in götüne yarısına kadar sokmuştum. Ayrıca Katya’nın da amıyla oynuyordum boştaki elimle. Sinem iki yarrağı yemekten dolayı oldukça mutlu şekilde inliyor, ara sırada çığlıklar atıyordu. Sinem’in götüne artık iyice sert sert yüklenmeye başlamıştım. Bitmek bilmez bir tutku vardı Sinem’in içinde, daha fazlasını ister şeklinde kendisini çarptırmaya çalışıyordu bana doğru. Markov bir süre sonrasında hırıltılar çıkartmaya başladı. Sinem’i üstünden kaldırdı ve altından çıktı. Ben de Sinem’i domaltıp götünü sikmeye devam ettim. Markov Katya’nın göğüslerine boşaldıktan sonrasında yanına yattı. Yorulmuştu, fakat hakikaten hiçbir

şey yapmamıştı. Sinem’in götünü 15 dakikadır sikiyordum ve Sinem de kendi am deliğini okşuyordu. Sinem kasıBeylikdüzük orgazm olduktan sonrasında ben de Sinem’in götüne boşaldım. Ben Sinem’le, Markov’da Katya’yla sırayla banyoya girdi. Duş aldıktan sonrasında çoğumuz rahatlamıştık, ben ve Markov iç çamaşırlarımızla oturuyorduk. Katya giysilerini giymişti. Sinem ise altına yalnız külotunu giymiş, çıplak göğüsleri meydandaydı. Birer sigara içtikten sonrasında ben Markov’a, “Öğle yemeğine inelim mi?” dedim. Markov kabul edince, üzerimizi giyinip indik. Öğle yemeğimizi aldıktan sonrasında 4’lü masalardan birine oturduk. Ben ve Sinem karşı

karşıya oturuyorduk, yanımda Markov ve karşısında da Katya vardı. Yemeklerimizi yerken güzel bir söyleşi ettik. Öğle yemeğimiz bitince onlardan ayrıldık ve biz tekrardan odamıza çıktık. Sinem içeriye girer girmez üstündeki body’yi ve altındaki eteği çıkartıp kenara attı. Südyen giymediğinden altındaki külotla yatağa kuruldu ve “Markov kalıbının adamı değilmiş. O neydi öyleki ya, siktiğinden gram zevk almadım!” dedi ve bir sigara yaktı. Ben de yanına yattım ve “Evet, kızın zevkini asla düşünmüyor. Direkt sikip, boşalıp, çıkıyor!” dediğimde, Sinem yanağımı okşayarak, “İyi ki sen öyleki değilsin!” dedi. Ben de gülümsedim. Sinem’le birlikte rahat dolaşmaktan hoşlanıyorduk. O yüzden genel anlamda rahat

olabileceğimiz yerlerde iç çamaşırlarıyla yada çıplak dolaşmayı seviyoruz. Havuza gidecek halimiz kalmamıştı pek, o yüzden bugün otelde dinlenmeyi tercih ettik. Saat 20:00’ye kadar otelde odamızda zaman geçirdik. Saat tam 20:00’de Samet beni aradı ve “Geliyorum ben abi, şimdi çıkıyorum otelden, 20 dakikaya oradayım!” dedi. “Tamam, ikimiz de geliyoruz!” dedim. Samet bizlerden değişik bir otelde kalıyordu. Sinem kalktı ve dolabı karıştırmaya başladı. Arkadan kalçalarını izliyordum ben de. Sinem bir mor etek çıkarttı. Üzerine de beyaz bir elbise giyecekti. Çıkardıklarını giyince mükemmel gözüküyordu. Makyaj’ı abartmadan

yaptıktan sonrasında çıktık. Samet gelmişti ve merhaba verip otomobile bindik. Yiyecek yiyeceğimiz yere gitmeye başladık. Şanghay’da lüks bir restoranttı gideceğimiz yer. 20 dakika yolda geçirdikten sonrasında yiyecek yiyeceğimiz yere geldik. Bizi restorantın önünde indirdiler ve restoranta girdik. Şirket yetkililerin olduğu masaya geçtik. Ortalama 1 saat’e yakın güzel bir sohbetle yemeğimizi yedikten sonrasında masadan kalktık. Biz arabanın gelmesini bekliyorduk. Arkadan Jack gelmiş olarak bizlere merhaba verdi ve bugün eğlenmek isteyip istemediğimizi sordu. Ben bir şey demeden, Sinem derhal, “Tamam, olur!” dedi. Normalde ben de eğlenmek

istiyordum, fakat Jack’in olması keyfimi kaçırıyordu nedense. Jack bizlere, “Öyleyse benim otomobille gidelim!” dedi. Ben derhal Samet’i aradım ve arabayı getirmemesini söyledim. Jack’in otoparktaki otomobiline bindik. Jack bir yere doğru sürüyordu. Nereye götürdüğünü bilmiyordum bizi. Sinem, Jack’i sevmediğimi biliyordu, o yüzden bir tatsızlık çıkacağından tedirgin gibiydi. Bir barın civarlarındaki otoparka park ettikten sonrasında bar’a girdik. Çevre sakindi birazcık, rahatça söyleşi edebilecektik. Bir masaya oturduk, Jack derhal garsonlardan birini çağırdı. Ben ve Sinem bira istedik, Jack ise kendisine Vodka aldı. Garson

gittikten sonrasında, Jack, “Saat 23:00 şeklinde sizi oldukca iyi bir Disco’ya götüreceğim!” dedi ve gülümsedi. Sinem sevinmişti. Mükemmel bir plandı bu, fakat Jack’in olması bile benim eğlenemeyeceğim anlamına geliyordu. Sinem ve Jack 2. kadehlerindeyken, ben 3. kadehi bitirmiş, 4.’sünü sipariş etmiştim. Jack bana, “Dostum oldukca süratli içiyorsun, yavaş ol birazcık. Disco’ya gideceğiz, orada sızmanı istemem!” dedi ve güldü. Ben ise acele acele sızıp otele gitmek istiyordum. Jack ve Sinem’in ne yapacakları umrumda bile değildi. Benim 4. biram vardığında, Sinem lavaboya gitmek için izin istedi. 2-3 dakika sonrasında da Jack lavaboya gitti.

Ben 4. birayı içtim ve Jack ile Sinem’i merak ettim. Masadan kalktım ve lavaboya doğru gittim. Ilkin kendi işimi gördüm. Çıkarken hanımefendi WC’sinden sesler geliyordu. Etrafa baktım ve kimsenin görmediği aniden içeriye daldım. Gördüğüm görünüm karşısında acaip azmıştım. Jack, Sinem’i lavabo tezgahına doğru domaltmış ve eteğini beline kadar toplamış, külotunu da dizlerine indirmiş am deliğini yalıyordu. Sinem’in iniltileriydi bunlar. Sinem bana, “Tuvaletin önünde bekleyebilir misin? Biri ulaşınca kapıyı tıklatman yeter!” dedi. Söylediği şeklinde tuvaletin önüne geçtim. Kimse gelmedi ve 10 dakika sonrasında Jack içeriden çıktı ve bana,

“Seni bekliyor, ben buradayım!” dedi. İçeriye geçtiğimde Sinem halen lavabo tezgahında domalmış bekliyordu. Sinem’in arkasına geçtim derhal. Jack amına boşalmıştı, Sinem’in iyi mi izin verdiğini bilmiyordum, her halde içkinin etkisiydi. Ben derhal pantolonumu çözdüm. Boxerimi de indirdikten sonrasında yarrağımı Sinem’in amına soktum ve ileri geri hayata geçirmeye başladım. Eski azgınlığım kalmamıştı, derhal boşalmak istiyordum. Sinem’in ise inleyecek hali kalmamıştı. Sinem’in amına 5 dakika girip çıktıktan sonrasında boşalacağımı anladım ve ben de içine boşaldım. Sinem bir şey dememişti. Ben içinden çıkınca, o da külotunu çekti

ve eteğini indirdikten sonrasında elbisesini düzeltti. Ben ayrıca tuvaletten çıktım ve Jack ile birlikte masaya geçtik. Birer kadeh daha içki içtik ve kalktık. Sinem otele

uğramak istediğini söylemiş oldu. Çamaşırını değiştirecekti herhalde. Otele varınca, ben başımın döndüğünü söyleyip, bugün Discoya gelmek istemediğimi söyledim. Sinemle birlikte odaya çıktık. Ben derhal yatağa attım kendimi. Sinem ise üstünü çıkarttı ve banyoya girerek kısa bir duş aldı. Sinem dolabı açtı ve elbise beğenmeye başladı kendisine, dar bir siyah tayt çıkarttıktan sonrasında bana göstererek, “Iyi mi? Güzel mi bu?” dedi. Kafamı kaldırıp baktıktan sonrasında, “Hı,hı.

Güzel!” dedim. Sinem altına siyah bir tanga giydikten sonrasında taytı giydi. Südyen giymeden üzerine siyah bir parlak taşlı elbise giydikten sonrasında, dudağıma öpücük kondurarak, “Görüşürüz!” dedi. Saat 23:15 gibiydi, içkinin etkisiyle kısa sürede sızmıştım. Saat 02:30 şeklinde kapı sesiyle uyandım. Sinem gelmişti. Yalpalaya yalpalaya yürüyordu odanın içinde. O hali seksiydi, saçları hafifçe dağılmıştı. Jack ile sevişmişlerdi, bu belliydi. Derhal ayağa kalktım, aslına bakarsan tam zevk alamamıştım bardaki sikişten. Sinem’i belinden tutarak yatağa yatırdım ve dudaklarına yapıştım. Birazcık öptüm, fakat Sinem karşılık vermiyordu bana. Öpmeyi

bırakıp, “Neyin var senin?” dediğimde, “Halsizim bugün birazcık!” dedi. Fakat benim boşalmam gerekiyordu. Sinem’in dudaklarına tekrardan yapıştım, Sinem put şeklinde

yatıyordu yalnız. Kısa bir süre sonrasında öpmeyi bıraktım ve üstündeki elbiseyi çıkarttım. Göğüsleri birazcık kızarmıştı emilmekten. Ben de emmeye başladım, fakat o gün Sinem’e karşı olan azgınlığım Sıfır idi. Ben yalnız kendimi rahatlatmak için bu tarz şeyleri yapıyordum. Göğüslerinde fazla kalmamıştım aslına bakarsan ve derhal altındaki taytı çıkarttım. Tanga’sının ağ kısmı hafiften yırtılmıştı, oldukca sert bir cinsellik yaşamıştı her halde. Tangasını da çıkarttım. Amı kızarmıştı, göt deliği daha yeni

kapanıyordu. Derhal pantolonumu ve gömleğimi çıkarttım. Üstümü bile değiştirememiştim, yarrağımı Sinem’in amına sokmamla birlikte içine köklemem bir oldu. Sinem hafifçe bir, “Ihhh!” dedi, fakat sonrasında gene yarı uyanık, yarı uyuyor haline devam etti. Sinem’in içine hırsla sert sert giriyordum, birazcık da uyandırmak istiyordum onu. Kalçasına bir tokat attığımda, “Imhh!” diye inledi. O da zevk alıyordu, fakat hakikaten acaip yorulmuş ve içmişti. Sinem’in am deliğini aynı pozisyonda 15 dakika kadar siktikten sonrasında içinden çıktım ve karnına boşaldım. Sinem’i kaldırdım ve duşa sokarak yıkadım. Sonrasında getirip yatağa tekrardan

yatırdım. Kendim de yıkanıp, yanına yattım. İkimiz de çırılçıplak uyuyakaldık. Sabah ben saat 10:00 şeklinde kalktım, aşağıda sabah kahvaltısı saati bittiğinden,

odama tek kişilik bir kahvaltı istedim. Perşembe günü, şu demek oluyor ki yarın benim doğum günümdü, Sinem’in hatırlayıp hatırlamayacağını düşünüyordum. Şu sebeple biliyordu doğum günümü. Oda servisi vardığında altıma bir şort giyerek açtım ve kahvaltımı alıp teşekkür ederek kapıyı kapattım. TV’yi açtım ve sesini birazcık kıstım, Sinem’in uyanmaması için. Kahvaltımı bitirdikten sonrasında Sinem uyandı ve gülümseyerek, “Iyi sabahlar!” dedi. Dün gece iyi mi geldiğinden haberi yoktu herhalde. Ben de bir

şey hatırlatmadan, “Iyi sabahlar!” dedim. Sinem duvardaki saate baktı, saat 11’e yaklaşıyordu, “Ooof, baya yatmışım ya!” dedi. Sinem’e, “Kahvaltı söyliyeyim mi sana?” dediğimde, “Yok ya, öğle yemeği vakti yaklaşmış. Orada yerim ben!” dedi. Kahvaltı tepsisini kenara bırakıp Sinem’in dudağına yapıştım, fakat Sinem beni iterek, “Başım ağrıyor birazcık, bugün yapmayalım!” dedi. Sinem’in bu hareketi beni sinirlendirmişti, fakat sinirime hakim oldum. Madem bugün cinsellik yapamayacaktık, bari günümüzü gün edelim dedim ve Samet’i aradım. Bizlere acil bir rehber ayarlamasını istedim. Samet, “Otuz dakika sonrasında arayacağım abi!”

diyerek telefonu kapattı. Otuz dakika sonrasında Samet arayarak, “Tamam abi bir rehber ayarladım. Saat kaç şeklinde gelsin?” söylediğinde, “2 şeklinde çıkarız!” dedim. “Tamam abi!” dedi. Otel’de birazcık dinlendikten sonrasında öğle yemeği vakti gelmişti. Ben toktum, fakat atıştırmak için Sinem’le birlikte çıkacaktım. Sinem mavi bir eşofman ekibi ve beyaz tişört giyerek, öğle yemeğine indik. Yemeklerimizi aldık ve masaya geçtik, konuşmuyorduk asla. Saat 2’ye yaklaşıyordu. Rehber geldi, Çin’liydi, fakat ingilizce bildiğinden kolay anlaşabiliyorduk. Birlikte çıktık. Saat 18:00’a kadar Şanghay’daki bölgeleri gezdik, alışveriş yaptık. yiyecek yedikten sonrasında otele döndük.

Dizlerim acaip sızlıyordu, Sinem’in de durumu benden değişik değildi. Odaya girer girmez Sinem elindeki poşetleri kenara bıraktı ve kendisini yatağa attı. Ben de derhal yanına uzandım. İçimde acaip bir cinsellik duygusu vardı, fakat buna karşın kılımı kıpırdatacak halim yoktu. Akşam yemeğine kadar birazcık dinlendikten sonrasında akşam yemeğini yedik ve saat 21:00 şeklinde odamıza çıkıp uyuduk. Normalde yattığımız saatten birazcık erken yattığımızdan, saat 07:00 şeklinde ben kalktım ve 10 dakika sonrasında da Sinem uyandı. Birazcık açıldıktan sonrasında 07:30 şeklinde kahvaltıya kadar yürüyüş hayata geçirmeye karar verdik. Otelin kendi plajında baştan sona yürüyecektik.

Ben altıma bir şort ve üzerime tişört giydim, Sinem ise ilkin bikini takımını giydikten sonrasında altına mini bir mavi etek, üstüne ise askılı body giydikten sonrasında

çıktık. 15 dakika kadar yürüdükten sonrasında Sinem denize girmek istediğini söylemiş oldu. Deniz çarşaf gibiydi, ben de onayladım. Ben oturdum kumların üstüne ve etrafı izlemeye başladım. Sinem ilkin mini eteğini peşinden ise body’sini çıkartıp denize girdi. 10 dakika kadar yüzüp çıktı ve mini eteğiyle, body’sini giydi. Otele döndük, Sinem duş aldı ve kahvaltıya indik. Sinem bugün de birazcık isteksizdi cinsellik yapmak mevzusunda. Dün aslına bakarsan cinsellik yapmamıştık, eğer bugün de yapmazsak, Markov’un

sevgilisi Katya’ya gidecektim. Otel içinde dolaşmaya karar verdik o gün. Otelin içinde 2-3 tane kafe vardı, otelin arka bahçesine yapmış olduğu minik bir kent vardı neredeyse. 2-3 kafe, 1-2 restorant ve bar vardı. Bir kafeye girdik, cam kenarında bir masaya oturduktan sonrasında ikimizde kahve söyledik. 2 masa yanımızda bir çift vardı. Bizlere doğru baktıktan sonrasında, adam olanı yanımıza gelmiş olarak, “Merhaba, nasılsınız?” dedi. İlk kere bir Türk ile karşılaşmıştım. Onların da otelde görmüş olduğu ilk Türk bizmişiz. Masamıza çağrı ettik. Mehmet bey 39 yaşlarında, bir giyim mağazasının sahibiydi, hafiften kır saçları, 1.75 boyu ve esmer teniyle

karizmatik bir adamdı. Karısı Ayten hanım da güzel bir bayandı, 36 yaşındaymış, 1.65 boyu vardı, yaşına gore oldukça fit bir vücudu vardı. O da esmer bir bayandı, dolgun ve birazcık sarkık göğüsleri, minik yuvarlak kalçalarıyla çekici bir hanımdı. Güzel bir muhabbetten sonrasında Mehmet bey bizi odasına çağrı etti. Ikimiz de, “Olur” dedik. Ben Ayten hanımla, Sinem de Mehmet bey ile oldukca ilgilenmişti. Öğle yemeğine kadar odalarında konuştuktan sonrasında öğle yemeğine indik. Yiyecek bittikten sonrasında Mehmet bey, “Bugün denize gidelim mi birlikte?” dedi, ben de “Olur!” dedim. Saat 14:00’da otel plajının önünde buluşmak suretiyle sözleşip

odalarımıza çıktık. Sinem ile kendimizi yatağa attık. 13:30’du saat, birazcık dinlendikten sonrasında kalktık. Sinem mor bikini takımını giydi, üstüne de dün meydana gelen şeklinde etek ve body giydi, ben de mayo şortumu ve tişörtümü giydim. Plajın önüne geldiğimizde Mehmet bey ve Ayten hanım bekliyordu. Yanlarına giderek, “Fazlaca bekletmedik ümit ederim?” dedim. Mehmet bey de, “Yok ya, ikimiz de 2-3 dakika ilkin geldik!” dedi. Sahile gittik ve denize yakın bir yerden 2 tane yan yana şezlong kiraladıktan sonrasında çantaları kenara attık ve havluları serdik. Sinem üstündeki mini etek ve body’yi çıkarttı. Mehmet bey bir süre Sinem’den gözlerini alamadı. Ayten

hanım da üzerini çıkartınca, onda da cüretkar bir bikini vardı. İki hanım denize girdiler. Biz ise bira sipariş edip, güneşlenmeye ve muhabbet etmeye başladık. İki Türk’ün birbirini yurt haricinde gördüğünde genel anlamda konuşmuş olduğu şeklinde memleket hakkında konuşuyorduk. Mehmet bey bir süre sonrasında, “Bak Engincim, biz buraya değişik tatlar aramaya geldik. Ayten ve ben burada başka insanlarla sevişiyoruz. Sizi de beğendik, siz de bizi beğendiyseniz güzel bir gece yaşayabiliriz. Ne diyorsun?” dedi. Ben de, “Bana uyar, fakat Sinem’e sormam gerek!” dedim. “Tamam fakat yanımızda sorma, odaBeylikdüzü dağılınca sorarsın!” dedi. Ayrıca

yanımıza hanımlar geldi. Bu cinsellik mevzusundan yalnız Sinem’in haberi yoktu. Saat 15:30’a kadar plajda takıldıktan sonrasında yukarıya odamıza çıktık. Sinem’e, “Sana bir şey söyleyeceğim…” dediğimde, “Söyle birtanem!” dedi. “Mehmet bey bugün bir teklifte bulunmuş oldu bana. Birlikte grup sex yapalım dedi. Bana uyar, fakat Sinem’e sorayım diyerek geçiştirdim. Ne diyorsun? Adamı beğendiysen yapalım!” dedim. Sinem, “Olur fakat bu gece değil!” söylediğinde, “Ne senin bu halin? İki gündür seksten kaçıyorsun?” dedim. “Kendimi iyi hissetmiyorum yalnız!” dedi. Mehmet bey’i 16:00 şeklinde aradım ve haberi verdim, fakat yarın olabileceğini, bugün

Sinem’in birazcık rahatsız bulunduğunu söyledim, onlar da hoş karşıladılar. Akşama kadar otelde pinekledik. Saat 19:00 şeklinde Samet aradı ve “Abi acil şirkete gitmeniz gerekiyor. Patron malla ilgili bir problem bulunduğunu söylemiş oldu!” söylediğinde heyecanlandım ve birazcık telaşlandım. Samet’e, “Tamam, derhal geliyoruz!” dedim. Giymeye başlarken Sinem’e durumu anlattım. Sinem durumun acil olmasına karşın giyim seçmeye başladı. Altına krem renkte dar bir etek, üzerine de beyaz bir gömlek giyindikten sonrasında abartısız bir makyaj yapmış oldu. Aşağıya indik derhal. Samet gelmişti. Otomobile bindik ve hızlıca şirkete gittik. Toplantı odasına doğru

koşuyordum neredeyse. Toplantı odasından içeriye girer girmez, “Happy Birthday To You!” sesleri duyunca şaşırdım. Sinem benim arkamdaydı, ona kafamı çevirince, “Doğum günün mübarek olsun bebeğim!” diyerek dudaklarıma uzun bir öpücük kondurdu. Sinem’in 2 gündür sevişmemesini anlamıştım, kendini bu güne saklamıştı. Hepsine teşekkür ettim ve pastalarımızı aldık. Güzel bir kutlama partisi vardı, oldukca uzun sürmedi doğal ki, 20:30 şeklinde dağıldık şirketten. Çıkışta Jack, “Partiye devam etmek için Disco’ya gidelim mi?” söylediğinde, Sinem’e baktım. Fakat Sinem, “Hayır, bugünlük yeter!” dedi. Jack da, “Tamam, görüşürüz!” diyerek

otomobiline gitti. Ikimiz de otomobile binerek otele geldik. Asansöre binip otel odamıza çıktık. İçeriye girip kapıyı kapatır kapatmaz Sinem beni duvara dayayarak dudaklarıma yapıştı. Bacaklarını iyice sikime bastırıyor, ayrıca yakıcı yakıcı dudaklarımı öpüyordu. Ona karşılık vermekte zorlanıyordum, öyleki baskın bir halde öpüyordu ki beni. Bir elim belinde, öteki elim ise kalçasındaydı. Sinem’i kucakladım ve öpüşmeye devam ede ede yatağa kadar getirdim. Yatağa attıktan sonrasında üzerimdeki ceket ve kravatı çıkartıp kenara fırlattım. Gömlek düğmelerimi süratli süratli açarken, Sinem de pantolonumun düğmesini açıp aşağıya indirdi.

Boxerimi de indirip yarrağımı eline aldı. Ben de gömleğimin düğmelerini çözmüştüm ve hızlıca gömleğimi çıkartıp kenara fırlattım. Sinem yarrağımı hızlıca ağzına aldı ve yalamaya başladı. Yatakta hafifçe domalmış pozisyonda duruyordu. Sinem’in kafasından sikime doğru bastırıyordum ve “2 günün acısını oldukca kötü çıkartacağım senden!” diyordum. Sinem ise iyice hızlanıyordu, yarrağım iyice ıslanmıştı. Sinem bir eliyle yataktan destek alırken, öteki elini kaldırdı ve taşaklarıma atarak okşamaya başladı. Arada hafifçe sıkıyordu. Sinem yarrağımı bıraktı ve derin bir nefes aldıktan sonrasında eliyle 31 çektirerek taşaklarımı yalamaya

başladı. Taşaklarımı sırayla ağzına alıyor ve emiyordu. Sikim tavan yapmıştı iyice ve ucundan zevk sıvıları damlıyordu. Sinem ise süratli süratli okşamaya devam ediyordu. Sinem taşaklarımı bırakıp tekrardan yarrağımı yalamaya başladı. Birkaç kez daha gidip ulaştıktan sonra bıraktı yarrağımı ve üstündeki gömleği çıkartmaya başladı. Yavaş yavaş çıkartıyordu. Kırmızı südyeni belli olmaya başladı. Ben onu izliyordum. Sinem gömleğinin düğmelerini çözdükten sonrasında ayağa kalktı ve beni koltuğa oturtup, karşımda Striptiz hayata geçirmeye başladı. Gömleğini çıkarttı ve üzerime attı. Peşinden arkasını döndü ve südyeninin

kopçasını açtıktan sonrasında çıkarttı. Arkasını dönmeden südyeni bana doğru attı ve elleriyle göğüslerinin uçlarını kapatarak yanıma doğru geldi ve kucağıma oturdu. Bir süre sonrasında ellerini kaldırdı ve göğüsleriyle burun buruna geldim. Göğsüne dilimi attım, Sinem kafamdan sertçe çekerek göğüslerine yapıştırdı beni. Onun istediklerini yapıyordum. Yarrağım tavan yapmıştı ve eteğinin üstünden kalçalarına değiyordu. Sinem göğüslerini 5 dakika kadar yalattıktan sonrasında kucağımdan kalktı. Önümde diz çökerek yarrağımı tekrardan ağzına aldı. Yavaş yavaş sakso çekiyor ve dilini yarrağımın başına değdiriyordu. Fazlaca fazla

uzatmadan birkaç dakika yaptıktan sonrasında tekrardan ayağa kalktı. Krem renkli eteğini çıkarttı ve kenara attı. Dantelli, kırmızı külotuyla kaldı. Arkasını döndüğünde kalçalarının bir kısmı açıkta olan külotuyla göz göze geldim.

Domaldı ve külotunu çıkarttı. Amı ve göt deliği meydandaydı şimdi. Elimi kalçalarına atarken birden elime vurdu ve parmağını (Dokunma!) anlamında sallayarak beni uyardıktan sonrasında külotunu yüzüme fırlattı. Külotunda mükemmel bir am kokusu vardı, birazcık içime çektikten sonrasında külotunu yanıma bıraktım. Sinem sağ ayağını yüzüme doğru uzattı. Ayağını tuttum ve üstünü öpmeye başladım. Bu

arada bacaklarını da okşuyordum. Parmaklarını, ayağının her yerini öptükten sonrasında Sinem ayağını çekti ve boynumdan tutarak beni yatağa ittirdi. Sinem yatağa çıktı ve başımın üstüne kadar gelip ayağını başımın öteki tarafına atarak bir süre bana baktı ve çömeldi. Amı tam ağzımın üstüne gelmişti, ben de hafiften dil attım. Sinem’in amı asla bu kadar ıslanmamıştı. Amcığını yalarken parmağımla da göt deliğini okşuyor ve ara sıra içine doğru bastırıyordum. Sinem’in inlemeleri başlamıştı. İlk kere yaptığımız bir sevişmede Sinem bu kadar baskın oluyordu. Evvelinde ne yapılacağına benim karar vermeme karşın, bu sefer Sinem ne

isterse o yapılıyordu. 2-3 dakika kadar am deliğini yalattıktan sonrasında ayağa kalktı ve ters dönerek yüzüme doğru oturdu ve kendisi de yarrağıma doğru eğildi. 69 olmuştuk yatakta. İki elimle kalçalarını ayırıp iyice meydana çıkarttım am deliğini, götünü. Amcığını

yalamaya başladım. Sinem de müthiş bir halde yarrağıma sakso çekiyordu. Patlamak suretiyle olan yarrağım daha çok dayanamadı ve Sinem’in ağzına patladı. Sinem tüm döllerimi yutuyordu. Bir süre sonrasında boşalmam bitti ve benden birkaç dakika sonrasında da Sinem orgazm oldu. Sıvıları ağzıma geliyordu, ben de amıyla birlikte o sıvıları da yalıyordum. Sinem orgazm olduktan sonrasında üstümden

kalktı ve yatağın kenarına oturdu. Yarrağım, boşalmama karşın demir gibiydi halen. Birkaç dakika dinlendikten sonrasında tekrardan ayağa kalktı. Yüzü bana dönük şekilde yarrağımın üstüne oturdu. Yarrağım amına girmesiyle birlikte elektrik çarpar şeklinde titredim. 2 gün sonunda amına girince mükemmel bir zevk yaşamıştım. Sinem de oturunca derin bir, “Oohhh!” çekti ve birkaç saniye oturduktan sonrasında zıplamaya başladı. Ben ellemiyordum, kendisi yarrağımın üstünde sertçe zıplıyordu. Zevk alıyordum, fakat kasıklarıma sert sert bastırması ara sıra canımı acıtmıyor değildi. Gene de bundan asla şikayetçi değildim. Sinem,

“Bugün Jack yok, Markov yok. Sen varsın yalnız!” diyerek iyice tahrik ediyordu beni. Ben derhal boynundan tutarak kendime doğru birazcık çektim ve göğüslerini yalamaya başladım. Aniden yatakta doğruldum ve Sinem’i kalçalarından tuttum, kalktım yataktan ve Sinem’i duvara dayadım. İçine doğru hızlıca girmeye başladım. Sinem iki büklüm olmuştu neredeyse. Ayakları yere değmiyordu. Kalçaları ellerimi doldururken, ben de içine girmeye devam ediyordum. Ara sıra da dudaklarına yapışıyor ve öpüyordum. Boşalacaktım artık, daha da süratli girmeye başladım içine. En sonunda Sinem’in amına patladım. İkimiz de terden

yapış yapıştık. İçinde birkaç saniye durduktan sonrasında çıktım. Sinem derhal banyoya girdi, ben de arkasından girdim. Sinem amındaki döllerimi temizledi. Peşinden ben de duşa girdim. Beraberce yıkandıktan sonrasında kendimizi yatağa attık. Derhal uykuya dalmışız. Tam 8 saat deliksiz bir uyku çektik. Sabah saat 10’a doğru kalktım, uyku güzel gelmişti. Birazcık yatakta oyalandıktan sonrasında laptopumu açtım. Sinem halen bebekler şeklinde uyuyordu. Öğle yemeğini bekleyecektim karnım oldukca aç değildi. Sinem’de saat 11:00 şeklinde kalktı, gülümseyerek yanağıma bir öpücük kondurdu. Kalktı ve derhal banyoya girdi.

Otuz dakika’e yakın banyoda kalmıştı, çıktıktan sonrasında laptopumu kapatıp ben girdim ve uzunca bir duş aldım. Çıktığımda sinem üstüne dizlerinin bir karış üstünde bir şort ve kırmızı body giymişti. Ben banyodan çıkınca, “Hadi hazırlan öğle yemeğine inelim!” dedi. Ben de, “Tamam.” deyip kaprı ve tişört giydim. Bugün Çin’deki son günümüzdü, akşam saat 19:45’te uçağımız kalkıyordu. Öğle yemeği için salona indik ve kenardaki masalardan yemeklerimizi aBeylikdüzük oturduk bir masaya. Ben Sinem’e, “Mehmet bey ve Ayten hanımı ne süre çağırayım?” dedim. Sinem, “Aaa onları unuttum ben, her neyse ya çağır istiyorsan 3 şeklinde.” dedi. Bu

arada salonun girişinde Mehmet bey ve Ayten hanım gözüktü. Yiyeceklerini aldıktan sonrasında masamıza gelmiş olarak, “Oturabilir miyiz?” dediler. Ikimiz de, “Buyrun!” dedik. 1 saat kadar güzel sohbetli bir yiyecek yedikten sonrasında biz yemeğimizi bitirmiştik. Onlar da bitirdikten sonrasında kalktık ve Otel’in barına giderek birkaç kadeh bir şey içmeye karar verdik. Ayten hanım üstüne kısa bir beyaz mini kot ve üzerine de beyaz renkte dar bir askılı body giymişti. Fazlaca seksi gözüküyordu o haliyle. Birer kadeh şarap içtik saat’i de muhabbetle, sohbetle 14:00 yapmıştık. Biz kalkmak için izin istedik. Sinem çıkarken ben Mehmet beyin kulağına, “Saat

15:00 şeklinde bizim odaya gelin!” dedim ve Sinem’le birlikte odamıza çıktık. Saat 14:20 şeklinde patronum aradı, biz ona Cuma günü anlaşmayı imzalayacağız dedik, fakat Pazartesi imzalayınca söylemek istemedik. Gökhan bey, “Engin naber?” dedi. Ben de, “İyiyim Gökhan bey, siz nasılsınız?” dediğimde, “Sağol iyiyim, fakat

senin vereceğin pozitif bir haberle daha iyi olabilirim. Ne oldu antak kalma? İmzaladınız mı?” dedi. Bir süre sessiz bekledim ve “Ben hangi sözleşmeyi imzalatmadan döndüm ki, bunu imzalatmayayım?” dediğimde, Gökhan bey kahkahayı patlattı ve “Aferim sana be Engin, benden size Pazartesinden itibaren

3 gün izin. Perşembe sabahı iş başı yaparsınız. Dinlenin, gezin, dolaşın!” dedi ve kapattı. Bizi Çin’de oldukca yoruldu sanıyordu adamcağız. Sinem’e izin haberini verdiğimde oldukca sevindi. Boynuma sarıldı ve bir süre sonrasında, “Türkiye’ye dönünce de birşeyler yaparız artık!” dedi. Ben de, “Yapmaz mıyız? Yaparız doğal olarak!” dedim. Saat 14:30 olmuştu, Sinem’in kalçasına bir tokat attım ve “Hadi hazırlan, birazdan Mehmet bey ve Ayten hanımlar gelir!” dedim. Sinem gülerek, “Tamam, ümit ederim Çin’den gitmeden önceki son seksimiz güzel olur!” dedi ve gülümsedi. Öğlen banyo yapmasına karşın gene banyoya girdi. Sinem banyoya girince ben

de yatağa yatıp bir sigara yaktım. Sinem’in ne giyeceğini görmek istemiyordum, sürpriz olmasını istiyordum o yüzden Sinem hazırlanırken ben banyoya girecektim. Sinem banyodan çıktı ve ben de arkasından girdim. Banyoda 15 dakika kadar oyalandıktan sonrasında çıktığımda gözlerime inanamadım. Sinem altına

kırmızı liseli kızların etekleri şeklinde kısa pileli etek, üstüne ise beyaz, dar bir tişört giymişti. Göğüsleri tamamen belli oluyordu. Kapımız çalındı, saat 15:00’e yaklaşmıştı. Ben kapıyı açtığımda elinde bir şişe şarap vardı. 2 kadeh Mehmet bey de, 2 kadehte Ayten hanımda vardı. Ayten hanım hakikaten mükemmel olmuştu,

altına siyah, dar bir kot pantolon, üzerine de oldukca renkli bir tişört giymişti. Mehmet bey derhal şarabı açtı ve hepimize birer kadeh doldurup verdi. Birazcık sonrasında yakıcı bir cinsellik yaşayacak biz değilmişiz şeklinde, havadan sudan muhabbet ediyorduk. Ayrıca şaraplarımızın sonuna gelmiştik ve çoğumuz bitirince bir sessizlik oluştu ortamda. Mehmet bey yerinden kalktı ve Sinem’in yanına oturdu, elini omzuna attıktan sonrasında dudaklarına yapıştı ve öpmeye başladı. Ayten hanım ile ben birbirimize bakıyorduk. Ben de koltuğa, Ayten hanımın yanına geçtim. Ayten hanım ile birbirimize bakıyorduk ve birden ben de onun dudaklarına yapıştım.

Ayten hanım da bu hareketimi bekler şeklinde aniden beni öpmeye başladı. İki elimi de beline dolamıştım ve kendime doğru çekiyordum ara sıra. Ayten hanım öpüşmeyi bıraktı ve ellerimi belinden çekip ayağa kalktı ve üstündeki tişörtü çıkartıp peşinden südyenini de çıkarttı ve bana fırlattı. Bu sefer geldi ve kucağıma oturdu, göğüslerini ağzıma aldım ve emmeye başladım. Hafiften sarksa bile hiçbir kırışıklık yoktu vücudunda. Göğüslerini emerken o da inliyordu ve saçlarımı okşuyordu. Elimi pantolonunun üstünden kalçalarına attım ve okşamaya başladım. Ayten hanım ara sıra omzuma öpücükler konduruyordu. Göğüs uçları

iyice kabarmaya başladı. İki göğsünü de iyice yaladıktan sonrasında Ayten hanım üzerimden kalktı ve dizlerinin üstüne çöktü. Ben üstümdeki tişörtü çıkarttım, o da altımdaki şortu ve boxerı çıkarttı ve yarrağımı eline aBeylikdüzük okşamaya başladı. Ben ise Sinem ve Mehmet beyi izliyordum. Mehmet bey, Sinem’i yatağa yatırmış göğüslerini yalıyordu. Mükemmel gözüküyorlardı, onları izlerken sikim iyice kalkmaya başladı. Ayten hanım birazcık okşadıktan sonrasında yarrağımı ağzına aBeylikdüzük yalamaya başladı. Ben kafamı geriye attım ve yalnız aldığım zevki düşünmeye başladım. Ayten hanım ustalaşmış şeklinde mükemmel yalıyordu. Ayten hanım uzunca bir

süre sikimi ve taşaklarımı yaladıktan sonrasında boynundan tuttum ve kafasını kaldırıp dudaklarına uzun bir öpücük kondurduktan sonrasında Sinem’in tam yanına yatırdım

Ayten hanımı ve altındaki kot pantolonu çıkarttım. Kırmızı, dantelli bir külot vardı altında. Bacaklarına öpücükler kondurmaya başladım, amına doğru ulaşınca de külotunu çıkarttım ve arkama fırlattım. Amının dudakları birazcık açılmıştı, ne kadar senedir cinsellik yapıyordu kim bilir. Derhal amına yumuldum. Ayten hanım aniden iç çekti ve peşinden derin bir, “Ohhhh!” çekerek inlemeye başladı. Amının içine kadar yalıyordum, ayrıca klitorisine elimi atarak onu daha süratli orgazm

etmeyi düşünüyordum. Mehmet bey de, Sinem’i tamamen soymuş ve yatağa domaltmış, am deliğini yalıyordu. Ayten hanım ve Sinem de ayrıca yatakta birbirlerini öpmeye başladılar. Ayten hanım iyice kendini kasmaya başladı. Elimi klitorisinden çektim ve klitorisini yalamaya ve parmağımı da amına sokmaya başladım. Ayten hanım fazla dayanamayıp orgazm oldu. Ayağa kalktım. Ayten hanımı ellerinden tutarak kaldırdıktan sonrasında, yatağa, Sinem’in birazcık yanına domalttım ve arkasına geçtim. Yarrağımı elime aldım ve ateş şeklinde yanan amına sokmamla birlikte içine girmem bir oldu. Ayten hanım gene derince bir, “Ohhhh!

” çektikten sonrasında yavaş yavaş içine girmeye başladım. Amı birazcık daha genişti Sinem’e gore, fakat gene de mükemmel bir zevk alıyordum. Ayten hanım ara sıra kendini kasıyordu, sonrasında ise yavaşça bırakıyordu. Birazcık daha hızlanmaya karar verdim, kasıklarım kalçalarına çarptıkça dalgalanan kalçaları mükemmel bir görüntü ortaya sunuyordu. Mehmet bey ise, Sinem’in am deliğini süratli süratli sikerken bir taraftan da hırlıyordu. Sinem’in amından çıkan ‘Şlop, şlop’ sesleri odayı sarmıştı. Sinem ise gözleri kapalı hafifçe inliyordu. Mehmet bey bir süre sonrasında yarrağını çıkarttı ve 31 çekerek saniyeler içinde Sinem’in kalçalarına boşaldı. Sinem kalktı ve

lavaboya gitti. Mehmet beyin boşalmasına karşın yarrağı dimdikti, derhal Ayten hanımın önüne gelmiş olarak yarrağını ağzına verdi. Ben arkadan Ayten hanımı sikerken, o da önden ağzına veriyordu. Mehmet bey bir süre sonrasında bana, “Tost yapalım mı?” söylediğinde, kafamla ‘Olur!’ işareti yaptım. Mehmet bey, Ayten hanımın ağzından yarrağını çekti ve yatağa sırt üstü yatıp, Ayten hanımı üstüne aldı. Yarrağını amına soktu, ben de arkasına geçtim ve parmağımı birazcık götüne bastırmaya başladım. Zorlanmasını istemiyordum, fakat Ayten hanım götten almış gibiydi, rahatça parmağım içine girince ıslatma gereği duymadım. Derhal götüne

dayadım ve haklı çıkmıştım, yarrağımı derhal içine aldı. Amına gore daha dar olan göt deliğinde mükemmel bir zevkle gidip geliyordum. Ayrıca Sinem banyodan çıktı. Yanıma gelmiş olarak gülümseyip dudağıma öpücük kondurduktan sonrasında eğildi ve biz Ayten hanımı tost yaparken alttan taşaklarımı emiyordu. Bu durum daha çok zevk vermişti bana ve daha çok dayanamayarak göt deliğine boşaldım Ayten hanımın. İçinden çıkmamla birlikte döllerim göt deliğinden Mehmet beyin taşaklarına damlamaya başladı. Ben kenara geçtim ve bir sigara yakarak onları izlemeye başladım. Mehmet bey demin boşalmamış şeklinde Ayten hanımın am deliğini

hırslıca düdüklüyordu. Sinem de yanıma oturdu ve bir sigara yaktı. Sinem hakikaten iyi sikilmişti bu sefer, hakkını vermişti Mehmet bey. Sigaralarımızı bitirince ikimiz de onların yanına dönecektik, fakat benim ilkin inmeye başlamış sikimi kaldırması gerekiyordu. Sinem ben bir şey demeden kalktı ve diz üzerine çöküp sikimi ağzına aBeylikdüzük yalamaya başladı. Mükemmel bir halde yalıyordu ve gördüğüm görüntüler karşısında da aslına bakarsan sikimin kalkması o denli da uzun sürmedi. İyice azmıştım ve Sinem’i kolundan tutarak sertçe yatağa sırt üstü attım ve bacaklarını iki yana attım. Amına köklememle birlikte, Sinem, “Ahhhh!” diye bağırdı fakat

halinden de memnundu. Sinem’i oldukca süratli sikiyordum, taşaklarım göt deliğine

çarpıyordu, çarpma hızından artık ağrımaya başlamıştı, fakat bunu takmadan Sinem’i hızla sikmeye devam ediyordum. Mehmet bey bile hızıma ve azgınlığıma şaşırmıştı ve bizlere bakıyordu. Sinem’in içine her köklediğimde daha süratli sikmek geliyordu içimden. Jack’e yaptığım bir hırsmıydı bu bilmiyordum, fakat o an Sinem’i bayıltana kadar sikmek istiyordum. Sinem’in göğüsleri yukarı, aşağıya sallanıyordu. Sinem zevkten gözlerini kapatmış, dudaklarını ısırıyordu. Fazlaca geçmeden çığlıklar atmaya başladı ve orgazm oldu. Ben ise duracağa

benzemiyordum. Sinem’i kaldırdım ve domalttım. Göt deliğini tükürükledikten sonrasında parmağımı attım ve iyice bastırmaya başladım. Sinem’in götünden parmağımı çektim ve derhal yarrağımı dayadıktan sonrasında sokmaya başladım. Sinem çığlıklar atmaya başladı, göt deliğini ansızın zorlamamdan birazcık kanama olmuştu, fakat ben bunu düşünecek durumda değildim. Boşalacaktım, iyice hızlanmaya başladım. Sinem’den ağlamaklı bir sesle, “Lütfen yavaş ol, canım yanıyor!” söylediğinde, kalçasına tokat atarak, “Sus orospu!” dedim ve götüne boşaldım. İliklerime kadar boşalmıştım. Mehmet bey de çoktan boşalmış, Boxerini

giymiş, yatağın öteki ucunda sigarasını içiyordu. Sinem altımdan kalktı ve koşa koşa banyoya gitti. Ayten hanım ise yüz üstü yatakta ölü şeklinde yatıyordu. Bir sigara yaktım ve çift kişilik koltuğa oturdum. Mehmet bey, “Engin ne yaptın sen öyleki ya?

O denli sert sikilir mi? Kızcağız ölüyordu acıdan!” söylediğinde, “Abi yavşağın birine sinirlendim, o yüzden öyleki oldu, tutamadım kendimi!” dedim. Sigaramı bitirdim. 7-8 dakika olmuştu ve Sinem lavabodan çıkmamıştı, ayağa kalktım ve çırılçıplak banyoya girdim. Sinem klozetin üzerine oturmuş ağlıyordu. Yanına gittim. Dokunmamla, “Çek elini, dokunma bana hayvan herif!” dedi. Birazcık önceki

sinirlenmeme morali bozulmuştu herhalde. Derhal sarıldım ve “Sakin ol, geçti. Özür dilerim!” dedim. Bir süre sonrasında kalktım kapıyı kapattım. Sinem’i derhal duşa soktum ve kendi ellerimle ılık suda yıkadım. Sinem’in siniri birazcık gitmişti. Sinem’i çıkarttım banyodan. Mehmet bey ise giyinmişti ayrıca. Saat 16:40 olmuştu. Ayten hanım da giyindi ve teşekkür ettiler bizlere, telefonlarını yazdıkları kağıdı bıraktıktan sonrasında çıktılar, odalarına gittiler. Sinem yatağa yüz üstü yatmıştı, kalçalarında halen kızarıklıklar vardı. Sinem’e kendimi affettirmem gerekiyordu, derhal Samet’i aradım ve arabayı otelin önüne getirmesini, fakat benim

kullanacağımı, şöför getirmemesini söyledim. “Tamam abi!” diyerek kapattı. 15 dakika sonrasında Samet gelmişti, derhal altıma bir pantolon, üzerime de mavi gömlek giyip indim aşağıya. Arabayı aldım ve Samet’i tekrardan oteline bıraktım,

yürütmek istemedim oraya kadar. Peşinden bir restoranta giderek güzel bir yerden iki kişilik, saat 18:00’e yiyecek rezarvasyonu ayarladım. Sonrasında ise Sinem’e güzel bir kolye aldıktan sonrasında otelin önüne geldim. Saat 17:30 olmuştu ayrıca. Sinem’i aradım. Birazcık beklettikten sonrasında açtı ve “Ne var?” dedi. Çok açık ki siniri geçmemişti. “Hadi giyinin, otelin önündeyim umuyorum!” dedim ve başka bir şey

sormamasını söyleyip kapattım. Gelecekti, iyi biliyordum. 15 dakika sonrasında Sinem’i asansörden inerken gördüm. Üstünde tek parça kırmızı bir elbise vardı, ona uygun renkte bir makyaj yapmıştı, oldukca güzel olmuştu. Yanıma vardığında birazcık kızgın gibiydi. Kapısını açtım ve bindikten sonrasında ben de bindim ve sürmeye başladım. Restoranta geldiğimizde birazcık mutlu gibiydi, güzel bir yiyecek yedik ve şarap içtik. Yemeğimiz bitince yerimden kalktım ve kolyeyi çıkartıp boynuna taktığımda yüzü gülüyordu artık. Kulağına eğilerek, “Ümit ederim affetmişsindir beni!” dedim ve yerime oturdum. Sinem teşekkür ederek, beni affettiğini söylemiş oldu.

Yemeğimizi yedikten sonrasında otele döndük. Hızlıca eşyalarımızı toparladıktan sonrasında resepsiyona indik. Çıkışımızı yapmış olup, oteldeki harcama hesabını da şirkete yolladık. Saat 19:45’e doğru derhal havalimanına geldik ve kontrolden geçerek

uçağa bindik. Türkiye’ye geldiğimizde Cumartesi gününe girmiştik. Valizlerimizi aldık. Uçağın devamlı sallanmasından dolayı adam şeklinde bir uyku çekememiştik ikimiz de. Derhal bir taksi çevirdim havalimanı önünden ve direkt benim eve geldik. Hızlıca evime girdikten sonrasında bavulları derhal koridorda bıraktık ve yatak odama geçtik. Sinem üzerini çıkartırken bir taraftan da telefonda kocasıyla

konuşuyordu. Cumartesi akşamüzeri Türkiye’ye ineceğini söylüyordu. Teknik bir aksaklıktan sonrasında dolayı uçağın kalkmadığını falan söylemiş oldu. Sinem peşinden telefonu kapattı ve komidin’in üstüne bıraktıktan sonrasında iç çamaşırlarıyla yanıma yattı. Normalde yakıcı bir sevişme yaşardık, fakat ikimizin de hali yoktu, yattıktan saniyeler sonrasında uykuya dalmışız. Saat 16:00 şeklinde ben uyandım. Sinem halen uyuyordu. Kalktım. Karnım acıkmıştı birazcık. Mutfağa gidip dolaba baktım, fakat iş gezisi yüzünden alışverişi aksattığımdan pek bir şey yoktu. Dışarıdan sipariş verecektim mecburen. Telefonu aldım yatak odamdan ve 2 tane büyük boy

pizza siparişi verdim. Dolapta 4-5 tane bira kalmıştı. Otuz dakika içinde geldi pizzalar. Gidip Sinem’i uyandırdım, “Hadi kalk yiyecek yiyelim!” dedim. Beni görünce gülümsedi ve “Tamam geliyorum!” dedi. Sinem yüzünü yıkarken, ben mutfağa giderek yapmaya başladım masayı. Üstümüzde iç çamaşırlarımız vardı yalnız. Yemeğimizi güzel bir söyleşi eşliğinde yedikten sonrasında ben televizyonun karşısına geçtim. Sinem ise yatak odasına giderek dinlenmesine devam etti. Televizyonda pek bir şey yoktu. Sinem birazdan gidecekti ve bu anı iyi değerlendirmem gerekiyordu. Derhal kalktım, televizyonu kapattıktan sonrasında yatak

odasına gittim. Sinem yatakta yüz üstü uzanmış yatıyordu. Derhal yanına gittim ve omuzlarını tutarak okşamaya başladım. Masaj yapıyorum Sinem’e, o da yavaş yavaş gevşemeye başladı. Arkasından yavaş yavaş sırtına doğru inmeye başladım. Sinem’den ara sıra inleme sesleri geliyordu hafiften. Elimi bacağına attım. Okşamayla karışık masaj yapar şeklinde ellemeye başladım. En sonunda ellerim kalçasına geldi ve kalçalarını yoğurmaya başladım. Ben hamle yapmadan kafasını kaldırdı ve elini boynuma atarak kendisine doğru çekti ve

dudağıma yapıştı. Öpüşürken yanına yattım ve öyleki devam ettik. Ayrıca

bembeyaz bacaklarını da okşamaya başlamıştım. Sinem acaip azmış gibiydi, anlaşılan dün meydana gelen sikiş yetmemişti ona. Saçlarını okşamaya başladım ve

dudaklarından yavaşça boynuna kaydım. Boynunu öptükçe Sinem birazcık daha inliyordu. Elimi sırtına attım ve südyenini çıkarttıktan sonrasında kenara atarak göğüslerine yapıştım. Göğüslerini emerken bir taraftan da yalıyordum. Sinem’in göğüs uçları iyice büymeye başladı. Beni de bir ateş sarmıştı. Fazlaca fazla kalmak istemiyordum göğüslerinde. Kalktım, Boxeri çıkartıp Sinem’in yanına geldim ve bacağımı yatağın kenarına koyduktan sonrasında yarrağımı yüzüne iyice yaklaştırdım.

Sinem bir hamlede yarrağımı ağzına aldı ve deli şeklinde sakso çekmeye başladı. Ben ise ellerim göğüslerinde okşamaya devam ediyordum. Sinem iyice hızlanıyordu, ara sıra sikimin başına değen dili beni iyice boşalmaya yönlendiriyordu. Sinem’in

ağzına atacaktım ilk postamı, karar vermiştim. Asla söylemedim ve boşalacağım süre ağzına akıttım tüm döllerimi. Sinem evvelde yapmış olduğu şeklinde döllerimi yuttuktan sonrasında yatağa sırt üstü yatıp altındaki külotu çıkarttı, sonrasında bacaklarını açtı. Derhal eğildim ve yanan, sulu amcığına parmağımı soktum. Klitorisini de emmeye başladım. Ayrıca Sinem zevkten yatakta kıvranıyor, “Immhhh!” diye

inliyordu. Sinem’in amından parmağımı çıkarttım ve dilimi atmaya başladım.

Sinem göğüslerini okşarken iyice inlemeye başladı ve en sonunda kasıla kasıla orgazm oldu. Sinem orgazm olmasına karşın halen eski azgınlığındaydı. Ayağa kalktım, yeni yeni sertleşmeye süregelen yarrağımı Sinem’in amına getirdim ve birazcık deliğinde beklettim. İçine sokmamla birlikte, Sinem, “Ohhh, oldukca güzel!” diyerek kendini bana çarptırmaya başladı. Sinem’i bu kadar azgın oldukca azca görmüştüm. Ben de yapmış olduğu hareketlerle iyice azıyordum. Sinem suratıma öyleki bir ifadeyle bakıyordu ki, kendimi kaybetmemek için zor tutuyordum. Sinem’in am deliğini

süratli süratli sikerken çenesinden tuttum ve hafifçe bir tokat attıktan sonrasında dudaklarına yapıştım. Göğüslerini sertçe sıkıyordum. Sinem ise bundan oldukça hoşnut bir şekildeydi, fakat gene telefonun çalmasıyla ikimizinde konsantrasyonu bozuldu. Sinem beni durdurdu ve yataktan kalkarak telefonunu aldı. Açtı ve “Efendim kocacım?” dedi. Bir süre dinledikten sonrasında, “Evet indim indim, taksiye bineceğim şuan!” dedi. Arkasından ise, “Tamam, en geç 45 dakika’ya evdeyim hayatım. Öptüm…” deyip kapadı, “Gene yarıda kesilecek ya!” dedi mutsuz bir ifadeyle. Sinem derhal önüme geldi ve eğilerek yarrağımı ağzına

aldı. Aşırı istekli bir halde emiyordu, tekrardan ağzıyla boşaltacaktı beni. Esasen kendimi zor tutan ben oldukca geçmeden Sinem’in ağzına 2. Postam olmasına karşın oluk oluk boşaldım. Sinem ayağa kalktı ve banyoya giderek ağzını yıkadıktan sonrasında hızlıca giyindi ve valizini aldıktan sonrasında çıktı. Derhal bir taksi durdurup evine gitti. Ben ise o günümü dinlenerek geçirdim. Sinem beni saat 22:00 şeklinde aradı, “Naber?” dedi. Ben de, “İyiyim, senden?” dedim. “Ya kocam seninle tanışmak istedi, iş gezisine birlikte gittik ya. Tanışalım diyor. Gelebilir misin yarın?” söylediğinde, “Olur, doğal olarak gelirim!” dedim. Sinem de, “Tamam, yarın saat

20:00 şeklinde umuyorum!” dedi ve telefonu kapattı. Ertesi gün saat 19:00 şeklinde arabama atladım. Tekel bayiine uğrayarak bir şişe rakı aldım, birkaç tane de meze alıp Sinem’lerin evinin yolunu tuttum. Zile bastım. Kapıyı bana minik bir çocuk açtı. Ayrıca Sinem mutfaktan çıkarak, “Aa Engin, sefalar getirdin!” dedi. “Hoş bulduk!” diyerek içeriye girdim. Aniden garip olmuştum, Sinem’e oldukca benziyordu çocuk, fakat benim bildiğim Sinem’in evladı yoktu. Sinem’e bunu soracaktım. Salona geçtim ve kocası ile tanıştım. İbrahim’di adı, 29 yaşlarında, benim boylarımda, hafiften karizmatik, fakat birazcık mıymıntı bir adamdı. Çekingen

davranıyordu nedense bana karşı. Sinem ayrıca içeriye geldi. Resmi iki iş arkadaşı şeklinde davranıyorduk. Ben, “İzninizle bir su içeyim…” dedim ve kalktım, mutfağa gittim. Gayem Sinem’e evladı sormaktı. Mutfağa girdiğimde bir kızla karşılaştım. Tanıştık onunla, adı Rabia’ydı. 22 yaşındaymış, aynı Sinem’e benziyordu, yalnız birazcık daha ince vücudu vardı Sinem’den. Göğüsleri birazcık minik, kalçaları da oldukca büyük değil, fakat kendini belli ediyordu. Sinem’in kardeşiymiş, çocuk ta onunmuş. Bunu duyunca yüreğim ferahladı. Suyumu içtikten sonrasında sigara içmek için balkona çıktım. Balkondaki divana oturdum ve

sigaramı yaktım. Birkaç dakika sonrasında yanıma İbrahim geldi ve o da bir sigara yakarak konuşmaya başladı. Ben onu dinliyordum. Rabia da yanımıza geldi, plastik iskemle’ye oturdu ve bir sigara da o yaktı. Güzel bir söyleşi dönüyordu aramızda. Rabia birden aşağıya bakarak, “Geliyor benimki!” dedi. Ben de kafamı hafiften uzattığımda, 1.80 boylarında, iri yarı, esmer bir insanın geldiğini gördüm. Birkaç dakika sonrasında zil çalındı. Adam direkt balkona geldi ve kendini tanıştırdı. Halil imiş adı. Rabia şeklinde bir kıza gore birazcık yaş farkı vardı aralarında. 30 yaşındaydı Halil. Rabia, Halil’i görünce birazcık rahatsız oldu ve derhal yanımızdan

kalkarak içeriye gitti. Halil,beylikdüzü escort Rabia’nın kalktığı yere oturdu, o da bizimle birlikte söyleşi etmeye başladı. Birazcık kaba saba ve siniri bir adam gibiydi, o yüzden Rabia rahatsız olmuştu. Biz konuşurken Sinem içeriden, “Yiyecek hazır beyler, haydi sofraya!” dedi. Sinem evde olmasına karşın oldukca şık giyinmişti. Kahverengi bir bluz ve altına da diz kapağının altında krem renkli, birazcık bolca bir etek giymişti. Oturduk, yemeğe başladık. Rabia devamlı bana kaçamak bakışlar atıyordu. Yemekte 1 saat kadar zaman geçirdikten sonrasında saat 22:00 şeklinde salona geçtik. Rabia ve Sinem mutfakta meze, içki hazırlarken, ikimiz de üç adam içeride konuşuyorduk.

Aklım Rabia’da kalmıştı, giydirilmiş olduğu siyah dar pantolon aklımı alıyordu. Hanımlar sırayla servisleri hayata geçirmeye başladılar ve saat 23:30’a kadar içtik. Ben gitmek istemiyordum açıkcası ve ayağa kalkınca hafifçe sendeledim. Koltuğa oturttular beni derhal. İbrahim, “Bugün burada kal sen!” dedi. Bu benim için güzel bir haberdi, fakat ilk başta, “Yok ben giderim ya, rahatsız etmeyeyim!” dedim. Zorla evde kalmam için ikna ettiler beni, ben de kabul ettim. Saat 01:00’e yaklaşırken, Halil, “Biz kalkalım artık, Rabia hadi hazırlan!” dedi. Sinem’lerin yatak odasında uyuyan evladı da Halil kucakladı ve uyandırmadan otomobile götürdü. Rabia son

kere bizlere, “Görüşürüz!” dedikten sonrasında aşağıya indi. Onlar gittikten sonrasında biz birazcık daha oturduk. Sinem içmemişti, mutfaktan bir bardak aldı geldi, bir duble rakı içti. Güzel bir söyleşi dönüyordu, fakat yarın İbrahim’in işi olduğundan

yatma sonucu verdik. İbrahim yatmaya gitmeden ilkin, “Engin ne diyorum ya, bir arkadaşımın Muğla’da oteli var, lüks bir otel, tam da dağın üstünde. Gel Salı günü ben izin alayım işten, siz de patrondan izin alın, bu hafta beraberce gidelim. Ne dersin?” dedi. “Güzel olur, ben Gökhan beyle konuşayım yarın!” dedim. İbrahim gülerek, “Tamam o süre, hadi biz yatalım Sinem!” dedi ve kendisi

önden, Sinem arkadan yatak odasına gittiler. Sinem 1-2 dakika sonrasında yanıma geldi, elinde benim için çarşaf ve yastık vardı. Ben koltuktan kalktım, Sinem koltuğa çarşafı sermeye başladı. Sererken domaldığından dayanamayıp elimi kalçasına attım. Sinem dönerek, “Hişt yapma, İbrahim görür!” diye fısıldadı. Ben de, “Tamam be, tamam!” dedim. Sinem gülümsedi ve gene fısıldayarak, “Daha önümüzde süre var, sabırlı ol!” dedi. Sinem yatağımı hazırladıktan sonrasında dudağıma bir öpücük kondurdu ve yatak odasına gitti. Beni uyku tutmuyordu, otuz dakika geçmeden kalktım ve Sinem’lerin yatak odasının önüne gittim. İçeriye

kulak kesildim. İbrahim, “Hadi gel şu şekilde!” dedi, fakat Sinem, “İçeride konuk var, olmaz bugün. Kudurdun mu be adam?” dedi. İbrahim de, “Evet kudurdum, gel hadi!” dedi. Sinem fazla dayanamayıp yelkenleri suya indirdi. Sinemlerin yatak odasına oluşturulan balkona, yan taraftaki odadan da bir kapı vardı. Bir ihtimal açık bir perde bulurum diye umut derhal odaya geçtim ve balkona çıktım. Umduğum şeklinde perdenin bir kısmı açık kalmıştı. İçeriyi izlemeye başlamıştım, fakat tam göremiyordum. İbrahim, Sinem’i yatırmış bacaklarını açıp tam arasına girmişti, fakat İbrahim’in arkası bana dönük olduğundan Sinem’i tam görememiştim.

Sinem’i 5 dakika kadar aynı pozisyonda siktikten sonrasında duraksadı. Pozisyon değişecekler her halde diye düşünürken, İbrahim boşaldı. Ben derhal salona gittim ve yatağıma yattım. İbrahim bir süre sonrasında çıktı ve banyoya gitti. Derhal kalktım ve Sinem’in yanına gittim. Sinem yataktaydı, üstünde yalnız pijama takımının üst kısmı vardı ve yatmış sigara içiyordu. Beni görünce bir şey demesine izin vermedim ve “Seninki derhal boşaldı?” dedim ve güldüm. Sinem, “O hep bu şekilde!” dedi. Sinem’in amından döller akıyordu, oldukca seksi gözüktü gözüme, fakat kocası her an banyodan çıkabilir diye fazla durmadım ve derhal

yatağıma gittim. Sabah saat 07:00 şeklinde Sinem uyandırdı beni. Kalktım elimi yüzümü yıkadım. Kahvaltı masasına oturdum sonrasında, İbrahim de gazetesini okuyordu. Sinem’in üstünde dün geceki pembe pijama ekibi vardı, mükemmel seksi gözüküyordu takımın içinde. Kahvaltımızı yaptık ve saat 08:00 şeklinde İbrahim’le birlikte çıktık evden. Ben bir Alessandra J, Lutro and Ryanarka sokağa giderek bekledim. İbrahim gittikten 5-10 dakika sonrasında tekrardan evlerine gittim. Kapıyı çaldım. Sinem beni görünce şaşırdı. İçeriye girdim ve kapıyı kapatır kapatmaz dudaklarına yapıştım. Üstünde halen benim sevdiğim pijama ekibi vardı. Kucağıma aldım ve öpe öpe yatak odasına

kadar götürdüm. Yatağa attıktan sonrasında üzerimdekileri çıkartırken, “Dün kocanın sikemediği amı ben sikeceğim!” dedim. Çırılçıplak soyunduktan sonrasında Sinem’in üstüne çullandım. Pijamasının üstünü çıkarttım, içinde pijama takımıyla aynı renkte, pembe bir südyen vardı, onu da çıkartıp göğüslerini yalamaya başladım. Sinem inlemesine devam ediyordu, ben ise göğüslerini hızla yalıyordum. Alttaki pijamasının üstünden Sinem’in amına yarrağımı dayamıştım ve bastırıyordum. Sinem ise, “Imh, ohh!” diye inliyordu. Göğüslerini bıraktım ve yatağa sırt üstü yattım. Sinem’i boynundan tutup yarrağıma doğru eğilttim ve yalattırmaya

başladım. Azgınlıkla mükemmel yalıyordu. Sinem eğildiğinden dolayı kalçaları meydana çıkmıştı ve bir elimle kalçalarını pijamasının üstünden okşuyordum. Sinem yarrağımı köküne kadar ağzına almaya devam ediyordu. Sinem yarrağımı yalamayı bıraktı ve pijamasının altını da çıkarttı. Dantelli bir pembe külot vardı. Onu da çıkarttıktan mens white briefssonra am deliğini bana yalattırmadan, direkt kucağıma oturup yarrağımı içine aldı. Köküne kadar girdikten sonrasında, “Ohhh!” diye uzunca bir inledi ve zıplamaya başladı. Ben bir şey yapmıyordum, Sinem göğsüme bastıra bastıra hızla zıplıyordu. Amından çıkan yarrağımı tekrardan içine alıp, aynı hızda

zıplamaya devam ediyordu. Ki aslına bakarsan oldukca fazla dayanamadan orgazm oldu. Yarrağımın üstünden akan am sıvıları taşaklarıma kadar gelmişti. Sinem üzerimden kalktı ve yarrağımı yalamaya başladı tekrardan. Sinem 10 dakika kadar yaladıktan sonrasında gene kucağıma çıktı fakat bu sefer arkası bana dönüktü. Zıplarken, görkemli kalçalarının sallanması acaip tahrik ediyordu beni. Sinem’in göt deliğini parmaklamaya başladım, götünü de sikecektim bugün. Sinem iki deliğinin de dolmasının mutluluğuyla inlemesine ve zıplamasına devam ediyordu. Sinem’i üzerimden kaldırdım ve yatağa domalttıktan sonrasında eğilip göt

deliğini yalamaya başladım. Parmaklamamla göt deliği iyice açılmıştı. Kalktım ve sıvılardan sırılsıklam olan yarrağımı Sinem’in götüne dayadım ve bastırdım. Sinem feryat attı, fakat içine aldı hepsini, ben ise süratli süratli girip çıkmaya başladım. Sinem, “Yavaş birazcık! Ahhh, yavaş!” diyordu, fakat benim durmaya niyetim yoktu ve süratli straight porno izle süratli götüne girip çıkıyordum. Daracık göt deliği beni acaip zevke getirmişti. Sinem’in kalçalarını da tokatlıyordum ayrıca. 25 dakika kadar götünü siktikten sonrasında içinden çıktım ve amına girdim. Göt deliği bir su şişesi kapağı kadar açılmıştı, kim bilir daha çok. Amına girdikten 2-3 dakika sonrasında amının içine

patladım. Dün gece kocasının yapmış olduğu şeklinde bir görüntü oluşturmak istiyordum. Sinem’in amından çıkar çıkmaz, Sinem yüz üstü yatağa yattı. Bacakları hafifçe ayrıktı, götten siktiğimden tam kapatamıyordu, ki bu da bana istediğim pozisyonu görmemde destek oluyordu. Sinem’in amından döllerim akıyordu ve yatağa doğru süzülüyordu. Bir sigara yaktım ve bu pozisyonu izlerken içmeye başladım. Sigaram bitince ilkin ben duş aldım, peşinden Sinem’i duşa soktum ve kendi ellerimle yıkadım. Saat 10:00’u birazcık geçmişti. Yatakta uzun bir süre yattıktan sonrasında 11:00 şeklinde kalktık ve giymeye başladık. İş yerine gidip izin

alacaktık Gökhan beyden. Sinem altına dar bir siyah etek giydi, dizlerinin üstündeydi. Üzerine ise kareli bir gömlek giydi, gömleğin alt kısmı eteğinin içindeydi. Ben ise üstümdeki giysilerle gidecektim. Ben çıktım evden, 5 dakika kadar sonrasında Sinem çıktı, birlikte gittik şirkete. Direkt Gökhan bey’in odasına çıktık. Gökhan bey bizi straight sexgörünce, “Ooo çocuklar hoş geldiniz, siz izinliydiniz niçin geldiniz?” dedi. Ben, “Gökhan bey, biz bu haftalık izin istiyoruz, iş yoksa bizlere izin verebilir misiniz?” dediğimde, “Doğal olarak doğal olarak, aslına bakarsan şu satıştan sonrasında 1-2 hafta mühim iş olmaz. Bu hafta izinlisiniz, fakat haftaya Pazartesi bomba şeklinde umuyorum sizi!”

dedi. Ikimiz de gülerek teşekkür edip çıktık. Sinem, “İstiyorsan bana gel, kocam gelene kadar takılırız?” dedi. Fakat ben, “Yok ya, erken geleceği falan meblağ! Hoş olmaz şu demek oluyor ki!” dedim ve otomobillerimize binip evlerimize dağıldık. O gün Sinem’le falan konuşmadım, akşam saat 8 şeklinde yemeğimi yedim ve bilgisayar başlangıcında birazcık takıldıktan sonrasında, gece 11 şeklinde yattım. Sabah saat 8:00’de telefonumun çalmasıyla uyandım. Sinem arıyordu, telefonu açtım, “Efendim?” dedim. Kocası İbrahim’di telefondaki, “Engin, saat 10:00 şeklinde gelebilir misin bizlere? Bavulunu hazırlayıp gel istersen, öğlen çıkarız yola?” dedi. “Tamam İbrahim, geleyim!” dedim ve kapattım

telefonu. Saat 9:00’a kadar birazcık daha yattıktan sonrasında kalktım ve bavulumu hazırladım. Kahvaltı yapmadan otomobile atladım ve doğruca Sinem’lerin evine gittim. Kapıyı bana Sinem açtı. Benim oldukca beğendiğim, seksi pembe pijama ekibi üzerindeydi. Gülümseyerek, “Hoşgeldin, gel!” dedi. Ben de içeriye girdim. İbrahim kahvaltı straight pornmasasındaydı, direkt kahvaltıya oturduk. İbrahim yolu hesaplamış, gideceğimiz yeri falan, “2 saat’te orada oluruz!” dedi. Kahvaltımızı yaptıktan sonrasında, saat 10:30 şeklinde çıktık yola. İbrahim ve Sinem kendi otomobillerine bindiler, ben ise kendi arabamla gitmeyi tercih edip, onları takip ettim. Saat 12:30

şeklinde geldik otele. Hakikaten dışarıdan muhteşem görünüyordu. Dıştan ağaç kaplamaları olsa da, içerisi müthiş bir mimariydi ve otel yapıldığı yere gore oldukça büyüktü. Direkt odalarımıza çıktık. Otel 3 kattan oluşuyordu. En alt kat resepsiyon, yemekhane ve masaj salonu. Sonraki 2 kat ise odalardan oluşuyordu. Her katta 4 oda vardı. Sinem ve İbrahim’in yan tarafındaki odaya da ben yerleştim. Otel’e yerleştikten sonrasında öğle yemeğine indik. Otelin arkası hakikaten harikaydı. Havuz ve bir tane bar vardı. Etrafın ağaçlarla çevrili olmasından dolayı değişik bir hava katıyordu. Öğle yemeğinden sonrasında odalarımıza çıktık. Saat 14:45

şeklinde kapım çalındı. Açtığımda Sinem üstünde mini etek ve bolca bir tişört, İbrahim ise mayo şort ve kolsuz tişörtle bekliyordu. “Hadi havuza inelim!” dediler. “Tamam siz inin, giyinip geliyorum!” dedim. Bavulumdan mayo şortumu çıkarttım ve giydikten sonrasında havuza indim. Fazlaca şahıs yoktu, yalnız biz ve başka bir aile daha vardı. Derhal straight male porn starİbrahim’in yanına gittim ve tarafındaki şezlonga oturdum. Sinem havuzdaydı, ben ise İbrahim ile beraber güneşleniyordum. Sinem otuz dakika sonrasında çıktı havuzdan, acaip seksi görünüyordu. Üstünde Çin’de aldığımız beyaz bikini vardı. Vücuduna iyice yapışmıştı. İbrahim bir şey dememişti, fakat rahatsız olmuş

şeklinde bir hali vardı. Havuzda saat 16:30’a kadar durduktan sonrasında odalarımıza çekildik. Şaşırtıcı ve hayret verici yorulmuştum ve saat 18:00’a kadar uyudum. Kapımın çalınmasıyla uyandım. Kalktım kapıyı açtım, Sinem gelmişti. Altında mavi bir mini kot, üstünde ise kırmızı askılı bir body vardı. İçeriye girdi derhal ve kapıyı kapattı, dudağıma bir öpücük kondurup, “Ben çıkıyorum otelden, arkamdan gel!” dedi. “Tamam!” dedim. Sinem çıktıktan bir süre sonrasında çıktım ve onu takip etmeye başladım. Otelden çıktık ve ormanlığa doğru gitmeye başladık. En sonunda bir ağacın altında durdu Sinem. Otelden ortalama 250-300 metre uzaktaydık. Yola da

oldukça uzaktık, birinin görmesi imkansızdı bizi. Sinem dudaklarıma yapıştı, öpüşmeye başladık. Sinem’i bir ağaca dayadım ve öyleki devam ettim işime. Açık hava ve yakalanma straight guys for gay eyeskorkusu hakikaten mükemmel bir zevk veriyordu. Sinem’in dolgun dudaklarını öperken içimin yağları eriyordu. Sinem elini yarrağıma attı ve şortumun üstünden okşamaya başladı. Sinem benimle öpüşürken şortumu ve Boxerimi indirdi. Sonrasında dudaklarımı bıraktı ve eğilerek yarrağımı ağzına aldı. Sinem’in yalamasına bakıyordum ara sıra, müthiş bir zevk alıyordum. Bugünkü bikinili görüntüsü gitmiyordu gözlerimin önünden. Sinem’in ağzına doğru

yarrağımı bastırmaya başladım. Sinem’in ağzından garip sesler çıkmaya başladı, sikimden hafifçe hafifçe zevk sıvıları akıyordu. Body’sinin üstünden göğüslerini okşamaya başladım. Sinem’e, “Seni kocanın yanında da sikeceğim bigün!” dedim. Sinem ise bir şey demeden süratli süratli yalamasına devam ediyordu. Sinem’i kolundan tuttum ve kaldırdım. Body’sini göğüslerinin üstüne kadar çektim ve göğüslerine yapıştım. Kısa bir yalamadan sonrasında Sinem’i ağaca doğru domalttım hafifçe ve mini kotunu dizlerine kadar indirdim. Altına tanga giymişti rahat olması için. Sinem’e, “İşini biliyorsun sen!” dediğimde güldü. Tangasının ipini kenara

çektikten sonrasında kalçalarını ellerimle ayırdım. Karanlıktan oldukca iyi göremiyordum am deliğini. Derhal yapıştım amına ve yalamaya başladım. Sinem inlemeye başladı ve elini klitorisine indirerek okşamaya başladı. Kısa sürede orgazm olmayı istiyordu herhalde. Ben dilimi amının üstünde seri hareketlerle ilerletmeye başladım. Sinem fazla dayanamadı ve bacakları titremeye başladı. İçini çektikten sonrasında orgazm olmaya başladı. Sıvıları ağzıma doğru aksa bile kesmedim yalamayı. Ayağa kalktım ve sikimi tükürükleyip amına soktum Sinem’in. Süratli süratli sikmeye başladım, ‘Pat, pat, pat!’ sesler etrafta yankılanıyordu, fakat kimse bizi duyamaz

yada göremezdi, yoldan oldukca uzaktık. Açık havada Sinem’i sikerek müthiş bir zevk alıyordum. 10-15 dakika kadar sikmiştim ki, arkamızdan, “Napıyorsunuz siz orada?” diye bir ses duydum. Sinem’in amında hareketsiz bekledim ve kafamı çevirmemle, 1.90 boylarında, iri yapılı, esmer ve hafiften yakışıklı bir adam bizlere doğru yaklaştı. Sinem’in amından çıktım ve Sinem de derhal mini kotunu çekip, düğmesini bağladı. Adam yanımıza gelmiş olarak, “Sikişecek başka yer bulamadınız

mı?” söylediğinde, ben, “Lütfen bunu dillendirme, ne kadar para istiyorsan vereyim. Esasen buralarda oturmuyoruz!” dedim. Adam tokalaşmak için elini uzattı ve “Adım

Melih, sizden para şeklinde bir talebim olmayacak. Hiç kimseye de söylemeyeceğim. Fakat burda durmayalım, gören olur, gelin benimle, size çay ikram edeyim!” dedi. Adamı takip etmeye başladık. Patika bir yoldan 5 dakika kadar yürüdükten sonrasında kule şeklinde bir yere geldik. Büyükçe bir duvarın üstünde tek kattan oluşan bir ev vardı. Burası ormanın gözetleme kulelerinden biriydi. Saat 19:00’a yaklaşmıştı. Adam bizlere çay doldurdu ve “Ne diye ormanın öyleki bir köşesine geldiniz?” dedi. Çay için teşekkür ettikten sonrasında, ben adama, “Sinem benim iş yerinden dostum. Kocası onu doyuramıyor ve benimle beraber oluyor…” dediğimde, adam gülümsedi. Kendisinin

32 yaşlarında bulunduğunu ve 3 yıl ilkin eşinden ayrıldığını, o günden sonrasında ise asla ilişkiye girmediğini, eğer izin verirsek aramıza katılmak istediğini söylemiş oldu. Zorla yada tehditle bir şey yaptırmıyordu, kibarca izin istiyordu. Sinem, “Olur doğal!” dedi. Çaylarımızı içtikten sonrasında, adam, “Takip edin beni!” dedi, ilkin girdiğimiz kapıyı kilitledi, sonrasında aşağıya doğru geçit olan öteki kapıdan aşağıya indik. Adam ışığı açtığında, güzel ve şık bir oda vardı. Yatak da vardı ortada ve oldukça kaliteli bir yataktı. Adam, “Geçin yatağa ve ben yokmuşum şeklinde devam edin!” dedi. Biz yatağa geçtik, Sinem’in dudaklarına yapıştım ve öpmeye başladım, fakat

kendimizi oldukca kasıyorduk. İlk kere birinin yanında yapıyor gibiydik sanki, oysa ki birçok kişiyle birlikte olmuştuk bu şekilde, fakat ansızın gelişmesi bizi şok etmişti. Sinem’in amına elimi attım ve kotunun üstünden okşamaya başladım. Dudaklarını öpmeyi bıraktım ve body’sini çıkartıp fırlattım. Sinem’in büyük göğüslerini gören insanın iyice gözleri açıldı ve yarağını okşamaya başladı. Karşıdaki tekli koltukta

oturup bizi seyrediyordu yalnız. Ben Sinem’in göğüslerini yalamayı es geçip, direkt mini kotunu indirdim. Tangasını da çıkarttıktan sonrasında bacaklarını açtım.

Melih ise pür dikkat bizi izliyordu. Parmağımı göt deliğine soktum ve ağzımı

amına dayayıp yalamaya başladım. Melih kalktı ve ilkin üstündeki sıfır kol avcı yeleğini ve sonrasında da tişörtünü çıkarttı. Ağır bir işte çalıştığından vücudu kötü değildi. Sonrasında pantolonu ve boxerını çıkarttığında gözlerime inanamadım. Pek çaktırmamaya çalıştım şaşkınlığımı, fakat dev gibi bir yarağı vardı. Fazlaca uzun ve kalındı. Sinem’in önüne geldi ve Sinem Melih’in yarağını yalamaya başladı, ona da yalamak denirse doğal ki, ağzına zor sığıyordu sik ve yarısına kadar gelebiliyordu sadece. Melih’e, “Şunu tost yapalım!” dediğimde, “Tamam!” dedi. Melih yalnız yarağını ıslandıracak kadar yalattıktan sonrasında yatağa yattı. Büyük

kollarıyla Sinem’i tuttu ve kucağına aldı. Sinem’in kalçalarını ayırdım ve bende göt deliğine bastırmaya başladım. Melih, Sinem’in amına girdiğinde, Sinem çığlığı bastı. Sinem’in götüne girse ne olacaktı kim bilir. Sinem’in götüne girmeye başladım ben, fakat Sinem amına giren Bazukanın acısından benim götüne girmemin acısını hissetmiyordu bile. Sinem’i rahatlatmak için boynunu ve kulak memesini emmeye başladım. Sinem birazcık rahatlamış gibiydi, fakat Melih yarrağının büyük olmasına bakmayıp Sinem’in amına süratli süratli giriyordu ve Sinem’in çığlıkları kulaklarımızı acıtıyordu. Ben de o hırsla süratli süratli götüne

giriyordum. Melih 15 dakika Sinem’i siktikten sonrasında amına boşaldı. Birkaç dakika amında kaldıktan sonrasında çıktı. Fazlaca fazla boşalmıştı, Sinem’in amından döller akıyordu. Sinem dizlerinin üstünde duramıyordu. Kenardan bir yastık aldım ve karnının altına koyduktan sonrasında götüne girmeye başladım. Ayrıca düşünüyordum amı iyi mi oldu diye, götünden çıkıp birkaç kez amına soktum, fakat sanki hava boşluğuna sokuyormuşum gibiydi ve oldukca cıvıktı amı. Tekrardan daracık göt deliğine döndüm ve birkaç dakika sonrasında da ben boşaldım. Melih

Sinem’in yerdeki mini kot, tanga ve body’sini verdikten sonrasında, “Derhal çıkın, vardiya değişecek birazdan. Gelecek olanlar sizi görmesinler. Ha, yeniden gelmek isterseniz, yarın saat 15:00 şeklinde gelin, daha uzun yaparız!” dedikten sonrasında yukarıya çıktı. Sinem, amından akan döllere aldırmadan tangasını ve mini kotunu giydi, peşinden ise body’sini giydi ve yukarıya çıktık. Adama teşekkür ettikten sonrasında, geldiğimiz patika yolu takip ederek otelin önüne gittik.